Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

3. GENEL KURUL KARARLARI

KARAR 1: NATO’ya ve Emperyalist Savaşa Karşı Yükselttiğimiz Mücadele Sürecek

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, Türkiye’nin NATO üyeliğinin, emperyalist merkezlerle kurduğu bağımlılık ilişkilerinin ve tarafı olduğu anlaşmaların halkımız için günden güne daha büyük bir tehlike arz etmeye başladığını bir kez daha ve önemle vurgulamaktadır. Bölgemizde ve dünyada insanlığı tehdit eden güncel gelişmeler ve emperyalistler arasında gerçekleşecek daha kapsamlı bir savaşın günden güne şiddetini artıran ayak sesleri, durumun vahametini açıkça gözler önüne sermektedir. 

Bugün Türkiye’de NATO karşıtı pozisyon almak için yalnızca tarihsel, vicdani, ahlaki sorumluluk bilincine değil bölgesel gelişmeler ışığında halkımızı tehdit eden olasılıklara dönük farkındalığa sahip olmak da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına önemli gerekçeler sunmaktadır. Türkiye’nin NATO’nun peşinden kontrolsüz bir biçimde savaşa sürüklenip nükleer bombaların hedefi haline gelme tehlikesi bizleri NATO’ya ve emperyalist savaşlara karşı yakıcı bir biçimde göreve çağırmaktadır.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi işte bu görev bilinciyle 2. Genel Kurulunda aldığı NATO ve emperyalist savaşa karşı çok yönlü bir mücadelenin yükseltilmesi kararını 3. Genel Kurulunda da yinelemektedir. 

NATO’nun kuruluşunu ilan eden Nisan 1949 tarihli Kuzey Atlantik Antlaşması ve NATO bünyesindeki tüm ikili antlaşmaları kapsayan bir mücadele hattı oluşturulmalıdır.

Ağustos ayından itibaren farklı bacaklarıyla hayata geçen NATO karşıtı siyasal kampanya süreci, THTM’nin Türkiye kamuoyunda küçümsenmeyecek bir etki yaratmasına olanak vermiş, NATO üyeliği ve ülkemizdeki yabancı üslerin varlığı savaşın sıcaklığında belli ölçülerde tartışmaya açılmıştır.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, NATO’ya ve emperyalist savaşa karşı mücadelesini etkili bir yeni eylem planı ile sürdürme kararlılığındadır.

1. Meclisimiz NATO’ya karşı mücadele takviminde 2026 yılını bir dönüm noktası olarak işaretlemektedir. Geniş çaplı bir savaş tehlikesinin hissedilir hale gelmeye başladığı ve buna bağlı olarak NATO ile ilişkilerin daha da sorgulandığı bir evrede AKP iktidarının 2026’da yapılacak NATO Zirve toplantısını Türkiye’ye davet etmesi tesadüf değildir. THTM AKP’nin bu eli kanlı ortaklarının Türkiye’de hoş karşılanmayacaklarını ve istenmediklerini dünya kamuoyuna duyuracak, NATO zirvesinin zirve değil çukur anlamı taşıdığını halkımıza anlatacaktır. Meclisimiz 2026 yılına değin Türkiye’de NATO üyeliğinin kitlesel ölçekte ve temelden sorgulanır hale gelmesi için tüm gücünü seferber edecektir.

2. NATO yalnızca askeri bir örgüt değil, üyesi olan ülkelerin ekonomik, siyasal, kültürel hayatını, emperyal merkezlerin çıkarları doğrultusunda şekillendiren, nüfuz etme becerisi yüksek bir hegemonya aygıtıdır. Buna rağmen Türkiye toplumunda hiçbir zaman NATO’culuk tam anlamıyla üstün gelememiş, ABD emperyalizmi halk nezdinde hoş karşılanmamıştır. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, NATO’nun toplumsal alandaki meşruiyetini artırmayı amaçlayan tüm unsurlarla mücadeleyi gündemine almaktadır. Bu kapsamda THTM, halkımızın anti-emperyalist duygu ve birikimine yaslanarak Ankara, İstanbul, Kocaeli, Eskişehir ve Hatay başta olmak üzere bu halk düşmanı örgütün isminin verildiği tüm cadde, sokak vb. kamusal alanların isim değişikliğinin etkili ve sonuç alıcı kampanyalar halinde örgütlenmesini karar altına alır.

3. NATO’dan çıkış mücadelesi gerçekçidir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi NATO’dan çıkışın geçersiz bir olasılık biçiminde gösterilmesine ve gerçek dışı ilan edilmesine karşı NATO’dan çıkış fikrini toplumsal bilince taşımayı öncelikli görevleri arasında saymaktadır. Bu doğrultuda, çıkışın askeri, ekonomik, siyasal, kültürel ve jeopolitik boyutlarını tüm açıklığıyla ve cesurca ortaya koyan güçlü bir deklarasyonun aydınların imzasına açılması ve örgütlenmesi karar altına alınır. Türkiye’de bu ülkenin bağımsızlığına inanan, birikim ve özgüven sahibi bir aydın damarı vardır. Bu birikim, özgüven ve inanç toplumun geneline doğru genişletilmeli, örgütlenmelidir.

4. Topraklarımız içinde olup etkin kontrolümüz altında bulunmayan tüm askeri üsler egemenliğimizi tehdit etmektedir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olası bir savaşta ülkemizi nükleer hedef haline getirmekte olan yabancı askeri varlığa ilişkin çarpıcı gerçekleri etkili bir biçimde deşifre etme kararlılığındadır. Türkiye topraklarının fiilen işgaline sessiz kalan ve dört bir yanımızda gerilim tırmanırken halkımızı sessiz sedasız emperyalist savaşların hedefi haline getirenler hesap vermelidir. Ülkemizdeki yabancı askeri üslerin birçok defa namlularını aydınlarımıza, işçilerimize, öğrencilerimize çevirmiş olduğu ve pek çok değerimizi katletmiş olduğu da unutulmamalıdır. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, işgal altındaki topraklarımızda bulunan NATO ve ABD varlığını izleyecek, halkımız için tehlike arz eden tüm faaliyetleri hakkında kamuoyunu bilgilendirecektir.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, Türkiye’nin yurtseverlerini emperyalizme karşı tutarlı, ilkeli, güçlü bir duruş sergilemeye, laiklik ve emek mücadelesi ile bütünleşik, anti-emperyalist mücadeleye çağırmaktadır.

Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!

KARAR 2: İsrail Terörüne Maruz Kalan Halklarla Dayanışma Kararı

İsrail devleti, 7 Ekim 2023 tarihinden beri Filistin halkına karşı bir soykırım kampanyası yürütmektedir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi soykırımı lanetlerken bu politikanın herhangi bir hafifletici mazeretinin bulunmadığının altını çizer. 

İsrail, katliama varan bombardımanlar, terörden başka bir isim verilemeyecek suikastlar ve işgal girişimleriyle haksız savaşını Lübnan’a genişletmiştir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, İsrail’in Lübnan’a saldırısını şiddetle mahkûm eder.

İsrail, provokasyonlarını İran, Suriye ve Yemen’e de yöneltmektedir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi İsrail’in savaşı bütün bölgeye yayma politikasının insanlık düşmanı bir yönelim olduğunu saptar.

İsrail’in bütün bunları ABD, İngiltere, Fransa gibi belli başlı NATO üyesi devletlerin doğrudan politik ve askeri desteğiyle ve Türkiye dahil bir dizi bölge devletinin ikiyüzlü tutumu sayesinde hayata geçirdiği açıktır. Savaşın durdurulması, uluslararası düzeyde anti-emperyalist, anti-siyonist barış mücadelesinin yükselmesine bağlıdır.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi İsrail terörüne maruz kalan ülkelerin direnişini selamlamakta, başta Filistin ve Lübnan halklarıyla dayanışma içinde olduğunu bir kez daha ilan etmektedir. 

Bu dayanışmanın zorunlu unsuru olarak, Türkiye’nin gerek devlet gerekse özel sektör üzerinden İsrail’le sürdürdüğü ekonomik, siyasi, askeri ilişkilerinin derhal kesilmesi ve İsrail’e istihbarat desteği veren Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılması için mücadelemizi sürdüreceğiz.

Kahrolsun İsrail saldırganlığı!

Yaşasın direnen halkların mücadelesi!

KARAR 3: Eğitimde Gericileşmeye Karşı THTM Aktif Bir Mücadele Yürütecek  

AKP’nin yağma düzenine biat edecek insan yetiştirmeye dayalı eğitimde gericileşme hamlesi hız kesmeden sürüyor. Okul öncesi çocuklara yaygın şekilde dini eğitim verilmeye çalışılırken artık Türkiye sathında uygulanan ÇEDES projesi ile eğitimin laik niteliği tamamen boşa çıkarılıyor. Derslerin imamlar tarafından verilmesine karşı çıkan öğretmenlerin son dönemde “dini eğitimi engelleme” suçu ile cezalandırılmaları ise gericiliğin kazandığı cüreti bize bir kez daha gösteriyor. Müfredatın getirildiği durumun kabul edilir olmadığını biliyoruz. Öğrencilerin düşünmesini sağlayan unsurlardan temizlenen müfredat artık zorunlu –zorunlu olmayan din dersi kavramlarını boşa çıkarıyor ve tüm dersleri dini öğreti ve dogmalarla dolduruyor.

Bu koşullar altında THTM, 2. Genel Kurulunda karar altına aldığı Aydınlanma Seferberliği’ni bugüne kadar kesintisiz olarak sürdürdü.

Uzmanlar Bildirisi bilimsel olarak çocuk yaştaki dini eğitimin çocuk ruh sağlığına ve zihinsel gelişimine zarar verdiğini ortaya koydu. Bu bildiriye dayanarak laik eğitim için THTM’nin açtığı imza kampanyası kısa sürede büyük ilgi gördü ve binlerce kişi tarafından imzalandı. İmzalardan güç alan talepler MEB önünde yapılan basın açıklaması ile ilan edildi.

Müfredattan çıkarılan kavram ve referansların ise gönüllü olan yüzlerce aydın tarafından anlatılmasına dayanan Aydınlanma Seminerlerimiz ise sürüyor. Bu seminerlerin lise, üniversite, lisansüstü öğrencilerine ve öğretmenlere ve en nihayet tüm halkımıza verilmesi için birçok kurumla yazıştık ve doğrudan ziyaretler gerçekleştirdik. 

Ayrıca, ilçede açılmak istenen tarikat yurduna karşı THTM Çiğli Meclisi’nin yaptığı eylemi heyecanla selamlıyoruz.

3. Genel Kurulumuzda ise Aydınlanma Seferberliği’ni yükseltmek için şu kararları alıyoruz:

1-İçinde bulunduğumuz öğrenim yılı içinde THTM sadece eğitimde gericileşmeyi teşhir etmekle kalmayacak, eğitimde gericileşmeyi engellemek için harekete geçecektir.

2-THTM YK, yerel meclisler ve yerel temsilcilikleri aracılığıyla tüm laik duyarlılığa sahip kurumlarla işbirliği içinde aydınlanma seminerlerini örgütleyecektir. Bu işbirliğinin bu yılki eylem planının gerçekleştirmesine büyük katkısı olacak, THTM’yi laiklik mücadelesinde bir öncü güç haline getirecek, diğer kurumlarla güven ilişkisini geliştirecektir.

3-THTM, veli dernekleriyle ve tüm velilerle dayanışma ilişkisi geliştirecek, zorunlu din eğitimi ve ÇEDES karşıtı veli dilekçelerini yaygınlaştıracak ve velilerle toplantılar düzenleyecektir.

4-ÇEDES’e ve zorunlu din eğitimine karşı çıktığı için ceza alan öğretmenlerle dayanışma içinde olunacak, her türlü destek verilecek, eğer olanak varsa aralarında dayanışma ağı kurulacaktır.

5-THTM Yerel Meclisleri ve temsilcilikleri, yerel tarikat yurtlarına ve tarikat etkinliklerine karşı vatandaşları uyaracak ve önlem alacaktır.

6-Tüm bu etkinlikler hemen 7 Ekim’den itibaren enerjik bir biçimde örülecek ve biriktirilen güce ve olanaklara göre Eğitim Birliği Yasasının 101. Yıldönümü olan 3 Mart 2025 tarihi civarında, yaşama geçirilecek eylemler planlanacaktır.

7-Tüm bu sürecin örgütlenmesinde THTM Yürütme Kurulunun yanı sıra Laiklik ve Aydınlanma Komisyonu ve Eğitim Komisyonu ortak bir eylem komitesi gibi çalışacaktır.

KARAR 4: Bu Meclisin Anayasa Yapma Yetkisi Yoktur! 

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, siyasi iktidarın ülke gündemine yeni bir anayasa yapımını sokma girişimini en hafif deyimle aymazlık olarak değerlendirmektedir. 

AKP, değil anayasa ve yasalar, hukukun en temel ilkelerini bile ayaklar altına alarak iktidara gelmiş ve iktidarını günbegün öyle sürdürmekte olan bir partidir. AKP’li yıllarda defalarca değişikliğe uğratılan 1982 anayasası daha iyi hale gelmemiş, tersine Cumhuriyetin tarihsel kazanımlarının yok edilmesi doğrultusunda, başta yargı kurumu olmak üzere egemenlik mekanizmalarının ele geçirilmesinin önü açılmıştır. Yeni anayasa yapacağı söylenen TBMM ise güçsüzleştirilmekten öte işlevsiz hale getirilmiş, bir kurum olarak kendi yetki ve sorumluluk alanına sahip çıkamayarak acz içine düşmüştür. Meclis toplumun sorunlarının yansıdığı, tartışıldığı, geniş kitlelerin istemlerinin temsil edilebildiği bir platform olmaktan uzaklaşmıştır. 

Kurtuluş Savaşımızın içine doğmuş olan bu kurumun düşürüldüğü durum mutlaka değiştirilecektir. Bunun yolu büyük mücadelelerden geçmektedir. Ülkemizin gerçek gündemi, toplumu ve devleti saran dinci gericiliğe karşı mücadeledir. Gerçek gündemimiz, emekçi halkımızın maruz kaldığı yoksullaştırma saldırısının durdurulması ve geri püskürtülmesidir. Türkiye’nin acil sorunu, bölgemizde ve dünyada esen savaş rüzgârlarına nasıl daha korunaklı hale gelebileceğimizdir; bu doğrultuda başta NATO olmak üzere emperyalist örgütlerin dışına çıkmaktır. 

Yeni bir anayasa, yağmacı sermayenin gerici ve savaş kışkırtıcısı düzeninin karanlığından çıkmaz. Halkımızın yararına; aydınlığın, bağımsızlığın, eşitlik ve adaletin yolunu açacak bir anayasa, bu mücadelelerin zaferini temel alacak ve yitirdiğimiz cumhuriyetin yeniden kuruluşunu ilan edecektir.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi 3. Genel Kurulu, bugün açılmak istenen anayasa tartışmasının gayrimeşru olduğunu saptamaktadır:

 “AKP düzeni” anayasa yapma ehliyetine sahip değildir. THTM, ülkemizin cumhuriyetçi aydınlarıyla yoğun temas içinde, bu tutumu güçlü bir imza kampanyasıyla, aşılmaz bir irade olarak ilan etmeyi karar altına alır. Genel Kurul, Yürütme Kurulunu bu çalışmayı planlamak ve bütün THTM üye ve katkıcılarını harekete geçirmek üzere görevlendirir.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi 3. Genel Kurulu, Cumhuriyetin temel değerlerini esas alan, halkçı, toplumsal eşitliği ve bütün halkımızın kardeşliğini güvence altına alan bir anayasanın ilkelerini tartışmak üzere cumhuriyetçi kurum ve kişilerle birlikte bir sürecin örgütlenmesi gerektiğini karar altına alır. Bu çalışmanın geliştirilmiş bir planının bir sonraki Genel Kurula sunulması için Yürütme Kurulunu görevlendirir. 

KARAR 5: Yerel Yönetimlerde Ranta  ve Talana Karşı, Kamuculuk ve Halk Denetiminden Güç Alan Bir Mücadele Hattı Kurulması Hakkında Karar

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinin ardından kamuoyuyla hem seçim sonuçlarını değerlendiren hem de bir mücadele hattı çizen Seçim Değerlendirmesi Raporu paylaşmıştı.

Sözü geçen raporda, öncelikle sermaye hegemonyası altındaki küreselleşme dalgasının yerelleşme süreçlerini kendi tamamlayıcı unsurlarına dönüştürdüğü; yerel hizmetlerin metalaştırılması üzerinden piyasanın egemenliği altına giren bir belediyecilik gerçeğinin yaygınlaştığı saptamaları yapılmıştı.

THTM, 2024 Yerel Seçimleri Değerlendirmesi Raporunda ayrıca son seçim sonuçlarının detaylı değerlendirilmesi ışığında: 

“AKP’nin yerel seçimlerde “gerçekten geriletilmesi”, ancak yerel yönetimlerin yoksulluğu ve yolsuzlukları geriletme mücadelesinin ve gericiliğe karşı savaşımın yükseltilmesinin bir aracı haline getirilmesiyle mümkündür. Dünya örneklerinde olduğu gibi Türkiye’de de yerel yönetimlerin kamusallık, toplumsal dayanışma, halk denetimiyle bütünleşme bakımından kazanımları, işçi sınıfı ve emekçi halk hareketlerinin güçlü olduğu, bu dinamiklerin sol tarafından temsil edildiği dönemlere özgüdür. THTM bu üstünlüğün yeniden kazanılması mücadelesinin de merkezinde olacaktır” açıklamasını yapmıştı.

31 Mart 2024 Yerel Seçimleri sonrası altı aylık sürede, THTM raporunun saptamaları doğrulanmış, yönetim kadroları, çıkar ilişkileri ve siyasi parti aktörlükleri el değiştirmiş olsa da ülkenin her yanında Belediyelerde halk düşmanlığı, rantçılık ve talan büyük oranda devam etmiştir.

THTM’nin yerel seçimlerin hemen sonrasındaki saptamaları ve savunuları güncelliğini korumaktadır. Buna göre THTM:

  1. Belediye hizmetlerinin kâr konusu olmaktan çıkarılmasını;
  2. Yerel yönetimlerin holding tipi özel şirketler toplamı olarak yapılandırılmasına son verilmesini;
  3. Belediyelerin halkın dayanışmasını esas alacak biçimde yeniden yapılandırılmasını; 
  4. Neoliberal ve dinci yapılanmaların tasfiye edilerek bilim kurullarının oluşturulmasını; 
  5. Yerel yönetimlerdeki “başkanlık sistemine” karşı belediye meclislerinin karar alma gücünün arttırılmasını; 
  6. Büyükşehir belediye meclislerine katılacak üyelerin ya doğrudan halk tarafından seçilmesini ya da ilçelerin nüfus büyüklükleri tam gözetilerek belirlenmesini; 
  7. Tüm seçilmişlerin seçmenler tarafından geri çağrılabilmesini; 
  8. Mali ilişkilerin bütünüyle şeffaflaşmasını; 
  9. İnsan, yurttaş, çevre ve hayvan haklarının dokunulmaz kılınmasını;
  10. Belediye emekçilerinin çalışma koşullarının izlenmesi ve emekçilerin haklarını savunmak için gerektiğinde müdahil olunmasını savunmaktadır.

THTM  3. Genel Kurulu, yerel yönetimlerde ranta ve talana karşı, kamuculuk ve halk denetiminden güç alan bir mücadele hattı kurulması doğrultusunda yukarıdaki mücadele alanlarını örgütlemek ve bu yönde Yerel Halk Temsilcileri Meclisleri ve THTM Yerel Yönetimleri İzleme Komisyonu etkinliklerini koordine etmek konusunda Yürütme Kurulunu görevlendirir.

KARAR 6: Yerel Meclisler ve İl/Bölge Temsilcilikleri Oluşturulması Üzerine Karar

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin 21 Nisan 2024’te gerçekleştirilen 2. Genel Kurulunda, “Halk buluşmalarından yükselen THTM’nin önde gelen misyonlarından biri de bu örgütlenmeye destek vermek, örgütlenmenin önünü açacak adımlar atmaktır.” gerekçesi ile yerel halk meclislerinin oluşmasını karar altına alınmıştır. 

2. Genel Kurulda, bu kararı izleyen aylarda ilk aşamada Hatay’ın Defne, İzmir’in Urla ve Çiğli, İstanbul’un Kadıköy ve Kartal ilçelerinde yerel meclislerin kurulma zemininin var olduğu saptaması yapılmış ve bu yerelliklerdeki Halk Temsilcileri Meclislerinin öncelikli olarak kuruluşu öngörülmüştür. Bu karar doğrultusunda, 2024 yılının bahar ve yaz aylarında, 2. Genel Kurulda öngürüldüğü biçimde Defne, Kadıköy, Çiğli ve Urla ilçelerinde Yerel HTM’ler kuruluşlarını tamamlamışlardır. Kartal ilçesinde ise, Halk Temsilcileri Meclisi inisyatifi oluşturulmuş, örgütlenmesi gerçekleşmiştir. Bu ilçede de HTM’i 12 Ekim 2024 tarihinde kuruluşunu gerçekleştirecektir. Bu ilçelere ek olarak 2. Genel Kurul kararında yer almamakla birlikte,nicelik ve niteliksel olarak uygun zemine sahip olarak İzmir Çeşme ilçesinde ortaya çıkan HTM inisiyatifi de THTM Yürütme Kurulu koordinasyonuyla kuruluşunu gerçekleştirmiştir.

Böylece THTM 3. Genel Kurulu öncesinde toplam 6 ilçede yerel HTM’leri oluşturulmuş bulunmaktadır.

Yerel meclislerin oluşturulması ve işleyiş ilkelerine ilişkin alınan kararı izleyen aylarda örgütlenmesini ve kuruluşunu tamamlayan yerel HTM’ler gerçekleştirdikleri etkinlikler, açıklamalar ve eylemlerle Genel Kurulumuzun kararının ne denli isabetli olduğunu kanıtlamış bulunmaktadır. Yerel meclisler, THTM’nin hem halkın kendi iradesi ve inisitaitifiyle yerel gündemi oluşturan konulara müdahale etmesinin ve mücadelesinin aracılığını yapmış hem de yerelliklerde Cumhuriyetçi, Laik, Eşitlikçi ve Kamucu birikimin dost kurum ve örgütleri ile güçbirliği zeminini olanaklı kılmıştır.

Öte yandan, ülkenin hem iç hem de dış gündem düzlemlerinde içerisinden geçtiği zorlu zamanlar düşünüldüğünde, THTM’nin önüne koyduğu mücadele hattında ulaşılan ve yerleşilebilen yerelliklerin sayısının çok daha fazla artırılması gerekliliği de ortadadır.

Önerge sahipleri olarak, yerel dinamiklerin mücadeleciliğini ve zenginliğini THTM’nin gücüne katabilmenin olanaklarını sağlamak için aşağıdaki kararları, onayı için 3. Genel Kurul delegelerimize sunarız:

  1. THTM 2. Genel Kurulunda karar altına alınmış “Yerel Meclisler kurulma ve çalışma ilkeleri” metni doğrultusunda, gerekli ve uygun niceliksel ve niteliksel zemine kavuşan ilçelerde Yürütme Kurulu inisiyatifiyle Yerel Halk Temsilcileri Meclislerinin kurulmasına devam edilecektir.
  2. THTM manifestosunda yer alan temel ilkeler ve öncelikle THTM Genel Kurullarında karar altına alınan mücadele gündemleri doğrultusunda bölge, il ya da ilçe düzeylerinde yerelliklerde THTM üyelerinin çağrısı ve öncülüğünde yerel THTM temsilcilikleri oluşturulacaktır.

Bu önergenin 1. maddesinde tanımlanan Yerel Meclisler için önerge sahiplerinin önerisiyle geçtiğimiz dönem gerçekleştirilen mücadele süreçleri göz önüne alındığında Ankara Mamak ve İstanbul Şişli ile Kağıthane ilçeleri aday olarak belirlenmiştir. Genel Kurulumuz, THTM Yürütme Kurulunu bu ilçelerdeki THTM girişimleriyle bu doğrultuda çalışmak üzere görevlendirir.

Bu önergenin 2. maddesinde tanımlanan Yerel THTM temsilciliklerinin oluşturulması için önerge sahiplerinin önerisiyle öncelikli olarak  Eskişehir, Kocaeli, Adana ve Mersin illerinde THTM temsilciliği için girişimlerde bulunulması konusunda Genel Kurulumuz THTM Yürütme Kurulunu görevlendirir.