Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

İSTANBUL’DA CUMHURİYETÇİLER KURULTAYI HAZIRLIK TOPLANTISI

İstanbul’da Cumhuriyetçiler Kurultayı için hazırlık toplantısı düzenlendi. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin çağrısıyla gerçekleşen buluşmada Kurultay’ın hedefleri, örgütlenme biçimi ve ortak mücadele yolları üzerine değerlendirmeler yapıldı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM) 24-25 Mayıs tarihlerinde toplayacağı Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın hazırlıkları kapsamında bugün İstanbul’da bir hazırlık toplantısı gerçekleştirildi. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda Kurultay’ın hedefleri ve hazırlık süreci hakkında bilgi verilirken, katılımcılar arasında çeşitli görüş ve öneriler de paylaşıldı.

THTM’nin çağrısıyla bir araya gelen katılımcılar; kurultayın hedeflerini, örgütlenme sürecini ve mücadele zeminini tartıştı. Cumhuriyetçi mücadeleyi büyütme yollarının ele alındığı toplantıda, THTM Kurucu Üyesi Prof. Dr. Cangül Örnek ile THTM Yürütme Kurulu Üyesi Aydemir Güler konuşmacı olarak yer aldı ve sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

THTM, Ocak ayında düzenlenen 4. Genel Kurulu’nda alınan kararla Yürütme Kurulu’nu Cumhuriyetçiler Kurultayı için hazırlıklara başlamakla görevlendirmişti. 10 Nisan’da gerçekleştirilen basın toplantısıyla da Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın 24-25 Mayıs tarihlerinde Ankara’da toplanacağı kamuoyuyla resmen paylaşılmıştı.

Toplantıda söz alan THTM Yürütme Kurulu Üyesi Aydemir Güler, Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın hedefinin Türkiye’de Cumhuriyetçi değerleri savunan ancak örgütsüz olan geniş kitleleri buluşturmak olduğunu vurguladı. Güler, “Türkiye’de nüfusun büyük bir çoğunluğunun Cumhuriyetçi değerlerle olumlu bir ilişki kurduğunu görüyoruz. Fakat Türkiye’nin Cumhuriyetçi birikimini temsil eden nüfusun büyük çoğunluğu örgütsüz.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın bir sempozyum veya konferans değil, bir toplumsal mücadele aracı olarak tasarlandığını söyleyen Güler, şunları ifade etti: “Bu Kurultay’ı sempozyum, konferans tipi toplantılardan ayırt etmeye çalışacağız. Bunu toplumsal mücadele sürecinin bir momenti, bir kavşağı olarak gerçekleştirmeyi önümüze koyuyoruz. Bu çağrıyı mümkün olan en geniş kesimlere ulaştırmaya çalışacağız. Kurultayı toplantıdan ibaret olmayan bir sürecin parçası olarak inşa etmeyi önümüze koyuyoruz. Kurultay’ın sonuç bildirisinin yeni bir sürecin ön adımı, ilk adımı olarak işlev kazanması gerektiğini düşünüyoruz.”

Cumhuriyetçilerin ortak alanını inşa etmenin zorunlu olduğunu belirten Güler, “Kuşkusuz Türkiye’de cumhuriyetçiler homojen bir topluluk değil. Farklı görüşler farklı gelenekler var. Biz buradan gelen insanların ortak paydada buluşabileceği bir ortamdan bahsediyoruz. … Geleceği nasıl kuracağımızı enine boyuna tartışmalıyız. Burada ortaya çıkan ayrılıkların zaman içinde giderilebileceğini düşünmeliyiz. Cumhuriyetçilerin ortak alanını inşa etmek mutlak bir ihtiyaç.” dedi. Farklı eğilimlerden cumhuriyetçilerin ortak yaşam alanına ve birbirlerinden öğrenmeye ihtiyacı olduğunu ifade eden Güler, Türkiye’nin dağılma ve çözülme riskine karşı gerçek bir cepheleşmenin önemini vurguladı ve Cumhuriyetçiler Kurultayı’nın bu hedefin bir parçası olarak hazırlandığını dile getirdi.

THTM Kurucu Üyesi Prof. Dr. Cangül Örnek ise “Ben cumhuriyetçiliğin geleceği konusunda olumlu düşünüyorum. Gerileyebileceğimiz en son noktaya geldiğimizi ve sırtımızın artık duvara değdiğini düşünüyorum. Bu noktada direnç gösteriliyor. Bu bir aydır gördüğümüz şey bu direncin dışa vurumudur bence.” ifadeleriyle mevcut tabloya dair gözlemlerini paylaştı.

Örnek, Cumhuriyetçi direnci kolaylaştıran bazı avantajlar bulunduğunu belirterek, “Cumhuriyetçiler 20-30 yıldır çeşitli vesilelerle çeşitli direnişler sergilediler. Bazen hukukla bazen sokakta çözmeye çalıştılar. Ama hep bir direnç vardı. Bunun zayıfladığını hissediyorduk, bir apolitikleşme gözlemliyorduk çevremizde. Tam bir apolitikleşmeden bahsediyorduk ki iktidarın yeni hamlesiyle bunun böyle olmadığını gördük. Toplumdaki siyasallaşmanın şaşırtıcı bir boyutta olduğunu gördük.” dedi. Bu tepkinin ilkelerini belirlemesi gerektiğini ifade eden Prof.Dr. Örnek ideolojik inşa ihtiyacına dikkat çekti.

Türkiye’de Cumhuriyetçi değerlerin uzun yıllar çeşitli güç odaklarına bel bağlanarak savunulduğunu hatırlatan Örnek, mevcut dönemin farklı bir nitelik taşıdığını ifade etti: “12 Eylül’den beri cumhuriyete yönelik bir saldırı var. Fakat insanlar cumhuriyet değerlerini sahiplenmek istediklerinde gözlerini diktikleri bazı kurumlar vardı. Bu bazen orduydu bazen başka kurumlar. Hatta bazen sermayeydi. Büyük sermaye direnir Türkiye’yi bunların eline bırakmazlar sanrısını üretiyordu bu düşünce. Bir dönem Avrupa Birliği’ydi. Bir ara orduyla birlikte mahkemelerdi. Bu 30-40 yıl hep bizim yerimize başkalarının direneceğini düşünerek geçti. Artık kendi öz gücüne dayanarak ayağa kalkabileceğini düşünen bir toplam var. Bu toplam bu güç odaklarına artık o kadar bel bağlayamayacağının farkında. Fakat bu artan siyasallaşma ve farkındalığın çeşitli ideolojik sac ayaklarının örülmesi gerekiyor.”

Cumhuriyetçi mücadelenin halkçı bir içerikle yeniden üretilmesi gerektiğini savunan Örnek, özellikle aydın ve sanatçılara büyük sorumluluk düştüğünü belirterek, “Akademisyenlere sanatçılara çok iş düşüyor, bütün bunların halkçı bir içerikle topluma yeniden sunulması gerekiyor. Sırtımız bir duvara değdi ama bir takım vesayet kemerlerinden de kurtulmuş olduk. Şimdi onlardan daha bağımsız, birlikte hareket ederek cumhuriyeti nasıl kurtaracağımızı tartışabiliriz.” dedi.