Ukrayna’da devam eden ve dördüncü yılını tamamlamak üzere olan savaşın sonunun gelip gelmeyeceği belirsizliğini koruyor. Bu belirsizliği besleyen en önemli neden, emperyalizmin savaş örgütü NATO ve özellikle Avrupalı emperyalist ülkelerin savaşı körüklemekte ısrarcı olmalarıdır.
Avrupa’da yaşayan halklar savaşın bitmeyeceği, hatta Avrupa’ya yayılacağı fikrine alıştırılmaya çalışılıyor. Geçtiğimiz günlerde Berlin’de bir konuşma yapan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya’nın saldırganlığının Ukrayna’yla sınırlı kalmayacağını ve Avrupa’nın bir sonraki hedef olacağını yeniden belirtti. “Halihazırda tehlike altındayız” diyen Rutte, Avrupa ülkelerinin hızlı bir silahlanma seferberliğine girmesi gerektiğinin altını çizdi. NATO Genel Sekreteri “Avrupa büyükanne ve büyükbabalarımızın yaşadığı ölçekte bir savaşa hazır olmalı” şeklinde konuştu.
Rutte bu sözleriyle 2. Dünya Savaşı’nı ve bu savaşta milyonlarca insanın kanının döküldüğünü hatırlatıyor. Bu büyük savaşta başta Almanya olmak üzere faşist devletler saldırıya geçmiş ve faşizm, büyük ölçüde Sovyetler Birliği’nin çabasıyla 6 yıl sonra yenilmişti. Sovyetler Birliği 27 milyona yakın kayıp vermişti. Son yıllarda 2. Dünya Savaşı’nın tarihi emperyalistler tarafından yeniden yazılırken bu gerçeklerin üzeri örtülüyor.
Buna paralel olarak özellikle son birkaç yıldır Avrupa’da hastalıklı bir Rus karşıtlığı yaratılıyor. NATO, şimdi de Rusya’nın Avrupa’ya saldıracağı fikrini dayatmaya çalışıyor. Avrupa ülkelerinde silahlanmaya ayrılan bütçenin gözle görülür biçimde arttığı ve yakın gelecekte daha da arttırılmasının planlandığı biliniyor. Avrupa sermaye düzenleri bu sektöre ayıracakları kaynakları meşru göstermek ve halkın yoksullaştırılmasına yönelik politikalarına bahane oluşturmak için sıkı sık Rusya’nın Avrupa’ya saldırmaya hazır olduğu temasını işliyorlar.
Oysa Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, her vesileyle Rusya’nın Avrupa’ya saldırma niyeti olmadığını yineliyor. Öte yandan, Avrupa’nın saldırması halinde nükleer silahlara başvuracağını açıkça belirtiyor.
NATO’nun ve Avrupalı emperyalistlerin savaşı körüklemeye devam etmeleri bu koşullarda 2. Dünya Savaşı’ndan daha büyük bir yıkımı dahi beraberinde getirebilir. Avrupalı sermayedarlar da bu doğrultuda adım atmaktan çekinmezken, Avrupalı emekçilerin kanları üzerinden hesap yapıyorlar.
Bu tür bir gelişmenin Türkiye’yi de içine alması kaçınılmaz olacak. Son dönemde emperyalizmle yeniden hizalanan AKP iktidarı ülkemizin büyük bir kaosa sürüklenmesinin zeminini hazırlamış oluyor. NATO Türkiye ve Avrupa halkları için giderek daha büyük bir güvenlik sorunu haline geliyor. NATO’nun 2026 zirvesinin Türkiye’de yapılacak olması bile halkımız için bir tehdit oluşturuyor.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Türkiye’nin NATO’nun peşinden halkımıza ait olmayan bir savaşa sürüklenmesine izin vermeyecek.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi NATO’yu İzleme Komisyonu
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Yürütme Kurulu




