Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, PKK’nın kendisini feshettiğini ve silahlı mücadele döneminin kesin olarak kapandığını açıklamasını, onlarca yıldır akan kanın durması açısından olumlu görmektedir. Halkımızın derin bir acı çektiği, toplumumuzu oluşturan kesimlerin birbirlerinden uzaklaştığı, ülkemizin emperyalist müdahalelere açık hale geldiği bu uzun zaman diliminin bir daha açılmamacasına kapanması, insanım diyen herkesin dileğidir.
Öte yandan adım adım yaklaştığımız bir süreç 12 Mayıs itibariyle ilan edilmiş bulunmaktadır ve bu sürecin bizi gerçek bir barış ortamına götürme olasılığı bulunmamaktadır.
Türkiye’de yıllardır iktidarda olan Cumhuriyete düşman bir parti ve ortakları, kaçınılmaz biçimde bir yönetme krizine düşmüşlerdir. Çünkü Cumhuriyetin yok edilmesini topluma kabul ettirmek beyhude bir çabadır. Şimdi ise, iktidar yönetme aczini gidermek için Kürt milliyetçiliğinden enerji almayı planlamıştır ve bu çağrı muhatabı tarafından kabul görmüştür.
Barış veya Kürt sorununun çözümünü, 1923’ün, yani hem Cumhuriyet’in hem Lozan’ın öncesinde aramak yeni oluşan blokun ortak paydasıdır. 1923 öncesinde ne laiklik, ne bağımsızlık vardı. Söz konusu zemini, Kurtuluş Savaşı’nı ve onun ürünü olarak tarih sahnesine çıkan Türkiye Cumhuriyeti’ni asla içine sindirememiş olan emperyalist merkezler de paylaşmaktadır. Türkiye ağır bir kuşatma ve saldırı altındadır.
AKP gerici operasyonlarını bir dönem demokratikleşme demagojisi üstünden hayata geçirmişti. Benzer bir senaryo şimdi yeniden sahnelenmek isteniyor. 1923’ün öncesine dönüldüğünde demokrasiye kavuşulacağı iddiası tarihin tepetaklak edilmesidir. Laik yurttaşlığın olmadığı yerde özgürlük de yoktur.
Gerici cephe Cumhuriyet’in yerine Osmanlı’yı ihya etme derdindedir. Türkiye’nin içeride İslam kardeşliği ve dışarıda fetihçilikle bir arada tutulabileceği ve büyüyeceği iddiası parlatılmaktadır. Oysa Türkiye’nin, Kürt sorunu dâhil, dertlerinin çözümü bunlarda olamaz. Tersine dinselleşme ve yayılmacılık Türkiye’nin iç dokusunu daha da seyreltecek, toplumu tam bir dağılmaya götürecektir.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, hangi ana dili konuşursa konuşsun, hangi etnik kökenden gelirse tüm yurttaşların laik, bağımsız bir emekçi Cumhuriyetinde buluşması için mücadele vermektedir. Cumhuriyetin kazanımlarını itibarsızlaştırmaya ve yok etmeye dönük her tür girişimin karşısında duracağımızı bir kez daha ilan ediyor ve Cumhuriyetçileri kol kola girmeye çağırıyoruz.