Kurucu üyemiz Barış Terkoğlu’nun, yaptığı bir haber gerekçe gösterilerek gözaltına alınmasını kabul etmedik, etmiyoruz. Şimdi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış olması, yaşananın haksızlığını ortadan kaldırmıyor; yalnızca baskının biçimini değiştiriyor. Gazeteciyi gözaltıyla, ardından adli kontrolle kıskaca almak; halkın haber alma hakkını hedef almaktır, gerçeği gizleme çabasından başka bir şey değildir.
Ülkede yolsuzluk, çürüme ve ahlaksızlık iddiaları iktidar çevrelerindeki çatışmalarla daha fazla görünür oldukça, baskı araçlarının devreye sokulduğunu bir kez daha görüyoruz. Gözaltı, tutuklama tehdidi ve şimdi de adli kontrol uygulamaları; birer “yargı işlemi” görüntüsü altında yürütülen sindirme yöntemlerine dönüşüyor. İtirazımız tam da buraya: Haberciliği suç, gazeteciyi şüpheli, gerçeği tehlike gibi göstermek bu ülkeye reva görülemez.
Barış Terkoğlu, üretken ve onurlu bir gazeteci olmasının yanı sıra yurtsever ve Cumhuriyetçi bir aydındır. Onun susturulması değil, söylediklerinin ciddiyetle ele alınması gerekir. Adli kontrol, “serbestlik” değil; konuşana, yazana, araştırana dönük bir uyarı mekanizmasıdır. Bu uyarıyı kabul etmiyoruz.
Eğer gerçekten toplumun güvenliğini dert ediniyorsanız, çocuklarımızın yaşamını tehdit eden uyuşturucu ticaretine yönelin; baronlara, onların düzenine ve onları koruyanlara dokunun. Gazeteciyi değil, suçun kendisini hedef alın.
Kurucu üyemizin yanındayız. Kararlıyız: Bu memlekette hakikati adli kontrolle, baskıyla, korkuyla rehin alamayacaksınız. Bu karanlığı yırtacağız.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Yürütme Kurulu
