Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

Lozan’ın 102. yılı vesilesiyle Kadıköy’de buluşma: ‘İki devrim 20. Yüzyılı aydınlattı’

THTM’nin Lozan Antlaşması’nın 102. yıl dönümü vesilesiyle üç ilde yaptığı etkinliklerden biri de İstanbul Kadıköy’deydi.

Buluşmaların bir ayağı da 25 Temmuz’da İstanbul Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı’nda gerçekleşti. “102. yıl dönümünde Lozan Antlaşması neden önemli?” başlığı ile gerçekleşen etkinlikte THTM Kurucu Üyesi Akademisyen Nevzat Evrim Önal, Akademisyen Dr. Neslişah L. Başaran Lotz, Akademisyen Yazar Kaya Tokmakçıoğlu katılımcı olarak yer aldı.

Tokmakçıoğlu moderatörlüğündeki buluşmada Cumhuriyet’e ve cumhuriyet tarihindeki en önemli belgelerden olan Lozan Antlaşması’na yönelik tartışmaların nedenlerine değinildi.

“Emperyalist Türkiye hayalleri kuruluyor”

Konuşmasını tarihsel çerçevede ele alan Başaran şöyle konuştu:

“Cumhuriyet devrimini tarihsel olarak ele alacağız. Devrimlerin hızlı olduğu düşünülüyor. Saltanatın kaldırılması gibi önemli süreçler Lozan ile denk zamana geliyor.

Lozan’ı yapan Meclis içerisinde halkçı unsurlar da güçlüydü. Cumhuriyet ve Lozan insanları kulluktan yurttaşlığa getirdi. Meclis içerisinde olan halkçılar içişleri bakanı bile çıkardı.

Günümüzde Osmanlı sisteminin övülmesinin sebebi Osmanlı’nın ve coğrafyasının sömürü düzenine hizmet etmesiydi. Ortadoğu’nun sömürülmesi için emperyalist Türkiye hayalleri kuruluyor. Lozan’ın kurduğu sınırlar emperyalist değildi. Bugün Lozan’ın hedef haline gelmesi sınırlardan rahatsızlıktan geliyor. Emperyalizm bugün ulus devletleri tehdit diyor. Sınırların değişmesini istiyorlar. Lozan bunun önünde engel. Bu neden ile saldırıyorlar.”

“İki devrim 20. Yüzyılı aydınlattı”

Önal ise Türkiye’de ve bölgedeki devrimci mücadelelere dikkat çeken bir konuşma yaptı:

“Lozan Antlaşması için şöyle bir ifade kullanabiliriz: Kemalizm’in emperyalistlere dayatmasıdır. Lozan, Osmanlı’nın mülk sahiplerinin ayrıcalıklarına son vermiştir. Onlar, günümüzde Lozan ve Cumhuriyet ile hesaplaşanlardır. Bugün Lozan’a düşmanlığın esas sebebi de Cumhuriyete düşmanlıktır.

Rusya’daki Bolşevik devrim ile Türkiye’deki Kemalist devrim 20. Yüzyılı ortak bir şekilde aydınlattı. Birbirini besleyen birbirine bakan devrimlerdi. Sovyetler Birliği, Türkiye’deki devrimi bölgede antiemperyalist bir mücadele olarak gördü.

Günümüzde burjuva kendi devrimine düşmanlık ediyor. Kendi devrimini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada da böyle olmuştur.  Cumhuriyetin mücadelesi sınıf mücadelesi değil ama antiemperyalist ve yurttaş olma mücadelesi.”