Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM), İstanbul Kartal’dan başlayıp Adana İncirlik’teki NATO üssünde sonlanacak yürüyüşüne başladı.
Bugün yüzlerce kişi yürüyüşçüleri uğurlamak için emperyalizme karşı savaşın sembollerinden Kartallı Kazım’ın anıtı önünde bir araya geldi.
Eylem, “NATO defol, bu memleket bizim!” sloganıyla başladı. THTM adına yapılan açıklamayı okuyan Hilal Ataş haksız işgallerin, emperyalist saldırganlığın parçası olmayacaklarını vurgulayarak, “İstanbul’dan, Adana’dan, Diyarbakır’dan, İzmir’den, Maraş’tan, Konya’dan NATO’nun izlerini sileceğiz” dedi.
Yürüyüşün aynı zamanda emekçilere verilen bir “söz” niteliğinde olduğunu kaydeden açıklamada “Eli kanlı çetelerin, patronların; emekçilerin üstüne üstüne yürümesine sebep olan bu örgüt dağıtılacak” denildi.
Yürüyüşün Kartal’dan başlamasının tesadüf olmadığının altı çizildi: “Bugün önünde toplandığımız Kartallı Kazım, emperyalizme karşı mücadelenin neferlerinden biriydi. O neferler tükenmedi demek için buradayız. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, Türkiye’nin emperyalizme karşı mücadelesinin neferi olmak için burada.”
Açıklamada “Ülkede yoksulluk var, açlık var siz neden NATO’ya karşı mücadele ediyorsunuz” diye soranlara da yanıt verildi: “Yoksulluk varsa, açlık varsa, patronlar ceplerini doldursun diye var. Patronlar birbiriyle savaşıyormuş gibi görünüp emekçilerin boyununu büksün diye var.”
Eylemde ilk konuşmayı Kartal Halk Meclisi adına Gökmen Dumlu yaptı. NATO’yu Türkiye’den defedene kadar Kartal’dan başlayarak sokak sokak, mahalle mahalle örgütleneceklerini söyleyen Dumlu, şu ifadeleri kullandı:
“Emperyalizme, yoksulluğa, zamlara, tarikatların baskılarına, holdinglerin sömürüsüne karşı biz bir şemsiye açıyoruz. Hep beraber bu şemsiyenin altında birlik olalım. Yurttaşlarımızdan ve muhalefetten rica ediyorum. Artık mış gibi yapmayalım. Bu konfordan uzak kalalım. İşçileri, yoksulları, öğrencileri, emeklileri, kadınları, emperyalizme karşı mücadele edecek herkesi Kartal Halk Meclisi’ne davet ediyoruz.”
Dumlu’nun ardından söz alan depo işçisi Ali Şenyüz, NATO’nun temel misyonunun işçi sınıfı hareketini bastırmak olduğunu hatırlattı.
Emperyalizm dünyada, işçi sınıfının ayaklandığı, iktidara yürüdüğü her yerde NATO’yla işçi sınıfına savaş açtı. Bugün de yaşadığımız bundan ibaret. Biliyorlar ki işçi sınıfının hareket ettiği hiçbir yerde savaş olmaz.”
Dünyadaki barışın, huzurun teminatı işçi sınıfıdır” diyen Şenyüz, bugün de bölgedeki emperyalist saldırganlığa karşı mücadelenin işçi sınıfın görevi olduğunu kaydetti.
“Bir yalan tutturmuşlar. Diyorlar ki, ‘Ülkemiz kazanırsa siz de kazanırsınız’. Hayır dostlar. Suriye’de işgal ettiğimiz toprakta bizim elimize ne geçecek, bu ülkenin emekçilerinin eline ne gelecek? Bugün bu yalana ortak olmamızı istiyorlar.”
Eyleme katılan yüzlerce kişi Kartal kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Yol boyunca “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil NATO ülkemizden defol”, “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı. “NATO’ya ve emperyalist savaşa karşı yürüyoruz” pankartıyla ilerleyenlere Kartallılar ıslıklar ve alkışlarla destek verdi.
Yürüyüşün ardından THTM Yürütme Kurulu adına Aydemir Güler konuştu.
Önümüzdeki iki hafta boyunca onlarca yerleşimde buluşmalar düzenleyeceklerini söyleyen Güler, “Türkiye’de uzaktan bakıldığında görünmeyen bir kuvveti açığa çıkaracağımıza inanıyoruz. O ne biliyor musunuz? O bir soru” dedi.
Güler o soruyu şöyle açıkladı:
“Bu memleket Kurtuluş Savaşı’nı Yunanlar kazansaydı daha iyi olurdu diyenlerin midir, onların mirasçılarının mıdır? Yoksa Kurtuluş Savaşı’nı bu ülkenin dört bir yanında yükseltenlerin midir? Soru bu.
Soru, 1950’lerde Türkiye’yi NATO’ya sokmak için Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Kore’de ölmeye gönderenlerin midir? Yoksa daha o tarihlerde barış için sokaklara çıkanların, Barışseverler Cemiyeti’ni kuranların mıdır?
Soru, 6. Filo’yu önünde secde edilecek bir şey olarak görenlerin midir? Emperyalizme karşı ayağa kalkan gençlere provokasyonlar düzenleyen, onlara saldıranların mıdır? Yoksa bağımsızlık yürüyüşünü yapan, 6. Filo’yu Dolmabahçe’de denize döken Deniz Gezmişlerin midir?”
Bu soruların geçmişte kalmadığını vurgulayan Güler, “Şam’da namaz kılmaya niyetlenenlerin midir Türkiye, komşu bir ülkenin iç işlerine karışmaya kalkanların mıdır? Yoksa barış mücadelesi verenlerin midir?” sorusunu da ekledi.
Aklı ve vicdanı olan herkesin bu soruların yanıtının ne olduğunu bildiğini belirten Aydemir Güler, aksi cevabı verecekleri şu sözlerle özetledi:
“Ters cevap verecek olanlar, bize ‘bu memleket bizim’ diyecek olanlar kimlerdir biliyor musunuz? Yıktıkları, yaktıkları komşu ülkelerin yeniden inşa edilmesi için ellerini ovuşturan, salyaları ağızlarından akan inşaat tekelleridir. Ancak onlar, bu cevabı verebilir. Onlar Türkiye’nin karanlıkta kalmasını isteyenlerdir. Türkiye küçük kız çocuklarını boğazlayanların ülkesi midir, yoksa aydınlanmanın ülkesi midir? O ters cevaplar o kadar çaresiz ki!”
NATO’nun Türkiye’nin “kaderi” olmadığının altını çizen Güler, “Memleket ‘Türkiye’nin çaresi yok. Girmişiz bir kere çıkamayız’ diyenlerin midir, yoksa girdiğimizden çok daha anlı şanlı, göğsümüzü gere gere, barikatları yıka yıka çıkacak olanların mıdır” diye sordu.
İncirlik’e yürüyüşün bu sorulara bir cevap olacağını kaydeden Güler, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Onlara göstereceğiz. Önümüzdeki iki hafta Türkiye’nin kocaman metropollerinde de küçücük kasabalarında da NATO’nun nasıl görüldüğünü göstereceğiz. Vicdanın, bağımsızlığın, kurtuluşun, aydınlığın nerede olduğunu hepsine göstereceğiz.”
Konuşmaların ardından temsilciler Kartal’dan Gebze’ye doğru uğurlandı.