Türkiye’de kamusal eğitim dinselleşip bilimsellikten uzaklaştıkça çocuklarının nitelikli eğitim almasını isteyen aileler maddi imkanları ölçüsünde özel okullara yönelmektedir. Özel okullar arttıkça bu defa özel okullardaki öğretmen sömürüsü gündeme gelmektedir. Türkiye’de eğitimin özelleştirilmesi asıl olarak 1990’lı yıllarda başlamış, ancak 2014 yılından itibaren hızlanmıştır. Mevcut dershanelerin özel okula dönüştürülmesi, özel okul açan kişi ve şirketlere vergi muafiyeti sağlanması ve çocuklarını özel okula göndermek isteyen velilere teşvik ödemesi yapılması gibi düzenlemeler özel okul sayısının artmasına katkıda bulunmuştur. Bunların yanında çalışan maliyetlerinin düşürülmesi konusunda da özel okullar önemli avantajlara sahiptir.
Bu avantajların başlıcası özel okullarda çalışan öğretmenlerin çalışma koşullarıyla ilgili net bir mevzuat olmamasıdır. Özel okul öğretmenleri birden fazla kanuna bağlıdır. Öğretmenler hem Milli Eğitim Temel Kanunu’na hem de özel sektördeki çalışma koşullarını düzenleyen İş Kanunu’na tabi olarak çalışmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenler için kamu okullarındaki meslektaşlarıyla aynı görev ve sorumlulukları tanımlamıştır. Ancak İş Kanunu’nu gerekçe göstererek ögretmenlerin maaşları ve diğer özlük haklarıyla ilgilenmemektedir. Öğretmenlerden sorumlu ve görevli olmaları beklenmekte ancak hakları verilmemektedir. 2014 yılına kadar özel okullarda çalışan öğretmenlerin en az devlet okullarında çalışan öğretmenler kadar ücret almasını sağlayan 5580 sayılı Kanun maddesi yürürlükteydi. “Özel okullarda yönetim ve eğitim hizmetlerini yürütenlere, derecelerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylıktan ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından az ödeme yapılamaz.” şeklindeki madde 2014 yılında yürürlükten kaldırılınca, özel okullarda çalışan öğretmenlerin maaşları ile kamu okullarında çalışanların maaşları arasında büyük fark oluşmuştur. Birçok özel okul öğretmeni asgari ücret almaktadır. Düşük ücretler, iş güvencesizliği ve yasal koruma eksikliği, son yıllarda öğretmenlerin en büyük sorunları olarak ortaya çıkmıştır.
Asgari ücrete yapılan zamlar özel okul öğretmenlerinin maaşlarına yansımamaktadır. Özellikle doğu bölgelerinde asgari ücret altında çalışan öğretmenler vardır. Bunun yanında öğretmenler ulaşım gibi yan haklardan da mahkum bırakılmaktadır. Bunun en yakın örneklerinden biri Van’daki Bil Koleji olmuştur. Ögretmenlere 2024 ocak ayında sadece 2000 lira iyileştirme yapılmıştır. Gerçekte yapılan bu maaş artışına iyileştirme denilemez. Çünkü asgari ücret 17 bin lira olduğunda bunun altında kalan maaşları asgari ücrete eşitlemek zaten yasal bir zorunluluktur. Agari ücretin insanca yaşam koşullarını sağlamaktan çok uzak olduğu düşünüldüğünde öğretmenleri asgari ücrete, hatta daha aşağısına mahkum etmek kabul edilemez.
Van Bil Koleji öğretmenleri de bu durumu kabul etmemiş ve hakları için mücadele vermeye başlamıştır. Bunun sonucunda okul yönetimi tarafından işten çıkarılmakla tehdit edilmişlerdir. Doğu’daki illerimizde okul sayısının az olması, tüm okul patronlarının öğretmenleri tanıması ve öğretmenleri kolaylıkla fişlemeleri gibi etkenler sonucu öğretmenler işsiz kalma riskiyle karşı karşıyadır. Bunun farkında olan patronlar öğretmenlere her türlü baskıyı yapabilmekte, çalışma koşullarını gitgide ağırlaştırırken tereddüt etmemektedirler.
Bu tablo yalnızca Doğu’daki illerimizde yaşanmamakta, büyük illerde de benzer sorunlar can yakıcı şekilde sürmektedir. Yakın zamanda Ankara YÖM Okulları’nda ödemelerinin eksik yapılması dolayısıyla yasal haklarını kullanarak iş bırakan öğretmenlere okul yönetimi baskı ve tehditlerde bulunmuştur.
Bu baskılara rağmen öğretmenler dayanışma ve örgütlülük sergilemekte, hakları için mücadele vermektedir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olarak başta Van Bil Koleji’ndeki ve Ankara YÖM Okulları’ndaki öğretmenler olmak üzere ülkenin her yanında dayanışma ağları, komiteler ve sendikalar kurup mücadele veren tüm özel okul öğretmenlerini selamlıyoruz. Biliyoruz ki, kamusal eğitime yapılan saldırılarla özel okullarda öğretmen sömürüsü paralel gitmektedir. Her ikisi de patronların kârlarını arttırmak amaçlı yapılmaktadır. Bu yüzden bilimsel, kamusal ve laik eğitim için verilen mücadele özel okul öğretmenlerinin mücadelesinden ayrı düşünülemez. Bu yüzden herkesi özel okul öğretmenlerinin mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz.
Patronlar bilsinler ki özel okul öğretmenleri yalnız değildir!
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Eğitim Komisyonu