Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

THTM 30 AĞUSTOS ZAFERİ BİLDİRGESİ

Ulusal bayramlar, bir halkı ulus yapan tarihsel dönüm noktalarının anılması ve kutlanmasıdır. Bu yıl 103. Yıldönümünü kutladığımız 30 Ağustos Zafer Bayramı tam da böyle bir tarihsel dönüm noktasıdır. Kurtuluş Savaşı’nın büyük önderi Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da başlattığı askeri mücadele dönemi Türk ordusunun 26 Ağustos 1922’deki son büyük taarruzuyla ve 30 Ağustos’taki Başkomutanlık Meydan Savaşı’yla zafere ulaşmış ve 9 Eylül’de Yunan işgal kuvvetlerinin Ege ve İzmir’den püskürtülmesiyle sona ermiştir.

1915’te “Çanakkale geçilmez” direnişini sergileyen bir halk, yedi yıl sonra bu defa “Anadolu boyun eğmez” diye haykırabilmiştir. Birinci Büyük Paylaşım Savaşı’ndan dört yıl sonra, o savaşın galiplerine yani emperyalizmin hegemon güçlerinin vekillerine 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da ağır bir hezimet yaşattırılmıştır.

Aslında 30 Ağustos birçok bakımdan yalnızca bir askeri zafere indirgenemez. Kurtuluş Savaşı aynı zamanda bir ulusun varoluş mücadelesidir. Bu nedenle de Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta “dört senelik bağımsızlık savaşımız” derken Lozan’ı da içerir. 30 Ağustos Lozan’ın anahtarıdır. Lozan’da kurulan emperyalizmin masasına eşit hatta hâkim bir güç olarak oturabilmenin gücü Dumlupınar’dan gelir. Keza, Büyük Millet Meclisi’nin milletin meşru siyasi temsilcisi olarak tarih sahnesine çıkışından güç alır.

30 Ağustos, bir halkın emperyalizme karşı zaferidir. Bu zafer hem Yunan işgaline hem de başta İngiltere olmak üzere Sevr’in arkasındaki emperyalist Batı ittifakına karşı elde edilmiştir. Bu zafer aynı zamanda işbirlikçi Osmanlı rejimine karşı da kazanılmış ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla sonuçlanmıştır.

30 Ağustos Zaferi Lozan’daki direnişin ana dayanağını oluşturduğu kadar Cumhuriyet’in de taşıyıcı sütunudur. Nitekim Cumhuriyet’in ilanı, Lozan’dan üç ay sonradır. Cumhuriyet aydınlanmasının, Kuruluş dönemi devrimlerinin, bu burjuva devrimini sürükleyen askeri-sivil kadroların radikalliğini belirleyen de Kurtuluş Savaşı’nın hem askeri hem diplomatik alanda kesin bir zaferle sonuçlanmasıdır. Birinci Meclis’te Cumhuriyet karşıtı gerici bloğun dize getirilmesi de buna bağlı olmuştur.

Cumhuriyet’e ve onun aydınlanma devrimlerine savaş açan karşı-devrimci güçler Birinci Meclis’ten sonra geri çekilmek zorunda kalsalar da aydınlanma devrimini alttan alta kemirmeye çalışmaktan, devrimi çelmelemekten geri durmamışlardır. Emperyalist merkezlerin cesaretlendirdiği, dünya kapitalizmiyle açılan mesafeyi kapatmayı arzulayan sermayenin ve toprak sahiplerinin sınıfsal motorunu oluşturduğu bu uğraş, çeşitli dönemeçlerden geçtikten sonra 2002’de siyasal İslamcıların liderliğinde iktidarı ele geçirmiştir.

Sermayenin güdümünde Cumhuriyet ilke ve kurumlarının içini iyice boşaltmış, yargı-kolluk sultasına dayalı bir tahakküm sistemi kurmuş ve dinci-despotik bir rejim inşasında epeyce yol almış olmasına rağmen iktidar ve onun etrafında oluşan gerici/pro-emperyalist ittifak, Cumhuriyet’in ayakta kalan simgelerine, ulusal bayramlara, doğrudan doğruya Cumhuriyet’in kendisine ve Cumhuriyet anayasalarına, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi olan Lozan’a, üniter ulus devlet anlayışına karşı savaş açmaktan geri durmamaktadır. Böylece “Yeni-Osmanlıcılık”, “Osmanlı milletler sistemi” herzeleri tam da bu gerici-emperyalist ittifakın kimlik kartları olarak ortaya saçılabilmektedir.

Bütün bunlar aynı zamanda halkın sefalet düzeyinde yoksullaştırılmasını, emek sömürüsünün sınır tanımaz bir noktaya taşınmasını, gelir bölüşümünün müstehcen düzeylerde bozulmasını, doğanın ve kentlerin sermayenin sınırsız talanına açılmasını perdelemek amacını taşımaktadır.

Bu saldırıların püskürtülmesi günümüzün en öncelikli mücadele alanına dönüşmüş durumdadır. İktidarın halk ve emek düşmanı yüzünün sergilenmesi, emperyalizmin dümen suyundan çıkamayışının teşhir edilmesi, laiklik ve Cumhuriyet düşmanlığına karşı mücadelenin de ayrılmaz parçasına dönüşmüştür; çünkü hepsi bir bütünün parçalarıdır.

THTM tam da bu nedenlerle Cumhuriyetçilerin Birliği mücadelesini vermektedir. THTM’nin kuruluşunu hazırladığı Cumhuriyetçiler Kurultayı ve onun bünyesinde oluşturulan Çalışma Grupları, bu örgütlenmelerin hepsinin ortak hedefi geniş bir Cumhuriyetçiler Cephesi’nin kurulması ve siyasete buradan damga vurulmasıdır.

Nice 30 Ağustos Zafer Bayramları kutlamak üzere THTM Emeğin Cumhuriyetini kutlayacağımız günlerin mücadelesini de vermektedir ve verecektir.

THTM Yürütme Kurulu