2024-2025 Eğitim öğretim yılı bugün başladı. Ülkemizde çocuklarımızın ve gençlerimizin sağlıklı ve mutlu bireyler olarak parlak bir geleceğe hazırlandığı, bilimsel ilkelerle ve kamucu anlayışla planlanmış bir eğitim sistemi bulunmuyor. Yıllar içinde yapılan müdahalelerle birlikte gelinen noktada eğitim sistemi çürümüş ve çökmüş durumda.
Bilimsellikten uzak bir planlama, tamamen piyasa kurallarının hakim olduğu dolayısıyla bir hak olmaktan çoktan çıkmış olan eğitim sistemi için niteliksiz sıfatı bile az geliyor. Artık okullar çocuklarımız için türlü tehlikeler barındırıyor. Her yıl yüz binlerce yoksul çocuk okul terkine maruz kalırken okula gidebilenler de her gün gericiliğin ve piyasacılığın kıskacı altında kalıyor.
Kamusal kaynaklar ayrılmadığı, gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı için geçen hafta minik Miray’ı okul bahçesindeki hazin kazada kaybettik.
Okul sağlığı ve güvenliği için önlemler alınmazken diğer taraftan MESEM eliyle mesleki eğitim adı altında okulda öğrenmesi, arkadaşlarıyla sosyalleşmesi gereken yerde lise çağındaki çocuklar ücretsiz olarak fabrikalarda, kötü iş koşulları ve uzun mesai saatleri altında çalıştırılıyorlar. Çocuk ölümleri utanmadan iş kazası denerek hafifletilmeye çalışılıyor. Üstelik MESEM’in kapsamı ortaokul çocuklarına da uygulanmak üzere genişletilmek isteniyor.
Bunun yanında yeni müfredat, din dersleri ve imam hatiplerin ağırlığının artırılması yanında gerici karakterin önemli bir aracı olan ÇEDES projesi tüm ülke genelinde uygulanmaya başlayacak.
Bu proje kapsamında geçtiğimiz eğitim öğretim yılında ilkokul çağındaki çocuklar okul saatleri içinde camiye, mezarlıklara götürüldü, çocukların eline bıçak verilerek kurban kesme provası yaptırıldı.
Ardı ardına gelen bu skandallar bu eğitim-öğretim yılında da devam edecek. Çocukların hem akıllarına hem de bedenlerine saldıran karanlık zihniyet bugün defteri ve boyama kalemleriyle okula koşması gereken Narin’i hayattan kopardı.
Acımız ve öfkemiz çok büyük!
Her gün yaşanan bu cinayetlerin sorumluları eğitim sistemini bu hale getirenlerdir.
Cumhuriyetin 101. yılında bu karanlığı söküp atmak, suçlulardan hesap sormak ve aydınlık bir ülke kurmak için Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi velileri ve öğretmenleri göreve çağırıyor.
ÇEDES ve benzeri etkinlikler için velilerin okula ‘çocuğumun bu etkinliklere katılmasına izin vermiyorum’ ibaresinin geçtiği bir dilekçe vermelerini çok önemli buluyoruz. Veliler okullarda bu dilekçe sonrası baskıya maruz kalınması veya bu dilekçeye rağmen çocukların etkinliklere katılmaya zorlanması halinde destek almak için THTM’ye başvurabilirler. ([email protected] adresine mail atabilirsiniz)
Öğretmenleri ise ders saatleri içinde bu etkinliklere izin vermemeye, ders saatleri dışındaki etkinlikler için ise velileri mutlaka bilgilendirmeye ve çocukların etkinliklere katılmasını engellemeye davet ediyoruz. Böyle karanlık bir eğitim sisteminde öğretmenin görevinin mücadele etmek olduğuna inanıyoruz. Velileri tehlikeler konusunda uyarmak, çocukları korumak çağdaş ve Cumhuriyet’ten yana öğretmenlerin birinci görevidir.
Biliyoruz ki Cumhuriyet değerlerini benimsemiş, ilerici, bilimsel ve kamusal eğitimi savunan yüz binlerce öğretmen var. Bu karanlık gidişatı durdurmak için bu öğretmenleri THTM çatısı altında toplanmaya davet çağırıyoruz.
THTM olarak yerelliklerde başlattığımız Aydınlanma Seferberliğini güçlendirerek devam ettireceğiz. Bununla kalmayacak bu eğitim öğretim yılı bitmeden laik bir eğitim için bir direniş kültürü öreceğiz. Bu direnişin örgütlenmesi için çalışmalarımız tüm hızıyla devam ederken tüm veli ve öğretmenleri bu çalışmanın bir parçası olmaya davet ediyoruz.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi
Eğitim Komisyonu