Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

Yenidoğan Çetesi Skandalı: SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN KENDİSİ HALKIN SAĞLIĞINI TEHDİT ETMEKTEDİR

İstanbul’da çok sayıda bebeğin, Yenidoğan Çetesi tarafından tıbbi gereklilik olmaksızın özel
hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirilip haksız kazanç sağlandığı ve
bazı bebeklerin hayatını kaybettiği ve hatta ölmesine göz yumulduğu, SGK zarara uğratılarak
emekçilerin haklarının gasp edildiği skandal, sağlık sistemimizin çöküşünü açıkça
göstermektedir.


Sağlıkta Dönüşüm Programı, 20 yıl önce başladı:

  • Hastaların kolayca ulaşabileceği devlet hastaneleri, dal hastaneleri kapatılmış hastalar
    Şehir Hastanelerine yönlendirilmeye çalışılmıştır. Şehir Hastanesine ulaşamayan randevu ve
    yatak bulamayan vatandaş zorunlu olarak özel hastanelere başvurmak zorunda bırakılmıştır.
  • Sağlık Ocağı hizmetlerinin yerine Aile Hekimliği getirilmiş. Koruyucu hekimlik, aile
    planlaması ve bağışıklama gibi hizmetler ikinci plana atılmış. Aile Hekimi kiracı ve yaptığı her
    masrafın bedelini ödemek zorunda kalan muayene sayısı ile performansı ölçülen, ceza ve
    vergilerle işini yapamaz hale getirilmiştir.
  • Hekimler ve sağlık çalışanları iş yükü altında ezilmiş, kötü çalışma koşullarına mobbinge ve
    sağlıkta şiddete maruz bırakılmıştır.
  • Kamudan kaçan, emekli olup çalışmak zorunda kalan veya daha iyi koşullarda çalışacağını
    düşünen hekimler ve sağlık çalışanları patronları Sağlık Bakanı, bürokrat ve siyasetçi olan
    hastanelerde başka sorunlarla karşılaşmışlardır. Hekimler şirket kurmak zorunda kalmış,
    diğer personeller asgari ücrete ve güvencesiz çalışma koşullarına itilmiştir. Şirket ile çalışan
    personelin izin, tazminat ve özlük haklarında hak gaspı olurken, düşük ücretler ile
    performans baskısı altında ezilmeye terk edilmiştir.
  • Bu özel hastaneler kârına kâr katarken sağlık çalışanları daha fazla sömürülmüş, sağlık
    sisteminin bütün faturası sağlık çalışanlarına kesilmiştir. Covid döneminde görüldüğü gibi
    sağlık çalışanları bunun bedelini canları ile öderken bu dönemde bazı hastaneler kârlarını
    %400 artırdığını belirtmekten çekinmemiştir.
  • Özel Hastanelerin SGK’dan nasıl beslendiği, denetimlerin nasıl yapıldığı açık değildir,
    Benzer yolsuzlukların dializ hastalarında, organ nakil hastalarında, kanser ve kalp
    hastalarında yapılmadığının garantisi var mıdır?
  • Özel Hastane sahiplerinin Sağlık Bakanı olduğu, sağlığın para ile alınıp satıldığı sistemde,
    bilimsel bilgiden uzaklaşılarak merdiven altı geleneksel uygulamaların yapıldığı, akademik
    personeli olmayan ya da liyakatsiz akademik personel ile tıp eğitiminin niteliğinin giderek
    bozulduğu bu sistemde halkın sağlık hakkından bahsedilemez.
  • Bu sistem sağlığı piyasa kurallarına teslim etmiş, hastaneleri ticarethane, hastaları ise
    müşteri haline getirmiştir. Bu sistem, toplumun sağlığını korumak yerine ticari kazancı
    öncelemekte ve telafisi mümkün olmayan trajedilere yol açmaktadır.

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN KENDİSİ HALKIN SAĞLIĞINI TEHDİT ETMEKTEDİR.

Bir an önce;
– Koruyucu hekimlik ve birinci basamak öncelenmeli, aile planlaması ve bağışıklama öne
çıkarılmalı, anne-bebek sağlığı ve dezavantajlı gruplar kronik hastalıkları olanlar, kanser
hastaları engelli ve yaşlıların düzenli takipleri ve tedavileri başta olmak üzere tüm sağlık
hizmetleri ücretsiz, kamu tarafından karşılanmalıdır
– Özel hastaneler, rehabilitasyon hizmetleri ve bakım merkezleri hızla kamulaştırılmalıdır.
Buralarda çalışan hekim ve sağlık personeli ücretli çalıştırılmalı ve özlük haklarına sahip
çıkılmalıdır.
– Halkın eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmetine erişimi sağlamak için, sağlık sistemi
tamamen kamu tarafından karşılanmalıdır.


Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Sağlık Komisyonu