NATO ve Üniversiteler Çalıştayı’nda bir araya gelen farklı üniversite ve araştırma alanlarından akademisyenler NATO’nun Türkiye’deki mevcut projeleri dahil akademi alanına müdahalelerini ele aldı.
Kadıköy Halk Temsilcileri Meclisi bünyesinde kurulan Akademi çalışması tarafından geçtiğimiz hafta sonu NATO ve Üniversiteler Çalıştayı düzenlendi. Farklı üniversitelerden ve araştırma alanlarından akademisyenlerin bir araya geldiği çalıştayda, NATO Bilim Komitesi’nin tarihi, NATO’nun sosyal bilimler ve temel bilimlerdeki etkisi, yazılım alanıyla ilişkisi, Türkiye’deki mevcut projeler ve uzay programlarındaki yeni emperyalist yaklaşımlar ele alındı.
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM) adına yapılan açış konuşmasında NATO’nun dünyanın farklı coğrafyalarında savaş ve yoksulluk anlamına geldiği, bugün içinde olduğu genişleme hamlesiyle dünyanın güvenliğini riske sokan başlıca aktörlerden birisi olduğu vurgulandı. THTM’nin NATO karşıtı çalışmalarının aktarıldığı konuşmada, ABD hegemonyasını ve ideolojisini kurumsallaştıran bir aygıt olarak NATO’nun akademik alanda ve özellikle Türkiye’deki akademik alandaki çalışmalarını ele almanın THTM’nin NATO’ya karşı yürüttüğü çalışmaların önemli bir adımı olduğu belirtildi.
Açış konuşmasının ardından yapılan iki oturumda toplam altı sunumun gerçekleştiği çalıştayda NATO tarafından yürütülen programların farklı bilim alanlarıyla ilişkisi tartışıldı.
Çalıştayda yapılan sunumlarda özetle şu bilgiler aktarıldı:
NATO Bilim Komitesi ve programları
NATO Bilim Komitesi’nin 1958 yılındaki kuruluş toplantısından itibaren, NATO’nun bilim ile ilişkisi emperyalizmin dönemsel ihtiyaçları doğrultusunda belirleniyor. İlk yıllarda Sovyetler Birliği ile rekabeti merkeze koyan, NATO üyesi ülkelerdeki bilimsel iş gücü yetersizliğini gidermek için faaliyetler yürüten komite 1980 yılında İstikrar için Bilim programını başlatıyor. Bu program kapsamında siyasi ve ekonomik açıdan daha kırılgan olan 3 NATO üyesi, Türkiye, Yunanistan ve Portekiz destekleniyor. Programın mimarlarından, 1979 yılına kadar NATO Bilim Komitesi başkanlığını yürüten Nimet Özdaş, aynı zamanda TÜBİTAK kurucularından ve 12 Eylül sonrasında Bilim ve Teknolojiden sorumlu Devlet Bakanlığı yapmıştı.
1997 yılında başlatılan Barış için Bilim programının hedefi ise Sovyetler Birliği’nin çözülüşünün ardından eski sosyalist ülkelerin kapsanması. Geçmiştekilerden farklı olarak bu programdan yararlanabilmek için NATO üyesi bir ülkenin NATO üyesi olmayan bir ülkeyle ortaklık yapması gerekiyor. Programın amaçlarında “Ortak ülkelere pazar odaklı ve çevreye duyarlı bir ekonomiye geçişte yardımcı olmak” ifadesi yer alıyor.
Günümüzde yürürlükte olan NATO Barış ve Güvenlik için Bilim Programı, çok yıllık Ar-Ge projeleri ya da kısa süreli etkinlik bütçeleri şeklinde bilimsel ve teknolojik araştırmaları fonluyor. Bu kapsamda, geçmişteki NATO Bilim Programı’nın aksine, 2004 yılından beri yalnızca “güvenlik” ile ilişkili araştırmalar destekleniyor. Öncelikli alanlar terörle mücadele, siber savunma, biyolojik, kimyasal, radyonükleer tehditlere karşı savunma olarak sıralanıyor.
NATO ve Nobel
Fizik, kimya ve fizyoloji/tıp alanında Nobel Ödülü almış olan bilim insanlarından 42 kişi, NATO tarafından bir şekilde fonlanmış, ya da NATO’nun bilimsel etkinlikleri ile ilişkilenmiş kişiler. 2015 yılında Kimya alanında Nobel ödülünü alan Aziz Sancar da bunlardan biri. 1971 yılında NATO bursu alan Sancar, 1973 yılında doktora eğitimi için ABD’ye gidiyor, çalışmaları sırasında iki kere NATO araştırma hibesinden yararlanıyor. Türkiye’de de özellikle teorik fiziğin gelişiminde NATO fonlu etkinliklerin, bütçelerinin çok üzerinde etkileri olduğu gözlenebiliyor.
Türkiye NATO’nun bilim programında aktif
Bugün ise Türkiye, NATO bilimsel projeleri ve kurslarında bölge ülkelerine eğitim veren, NATO’nun çeperindeki üye olmayan ülkeleri kapsama faaliyetlerinde rol üstlenen bir konumda. Son 10 yıldaki faaliyet raporlarına göre Türkiye bilim programının en aktif üyeleri arasında, genellikle İtalya ve ABD’den sonra üçüncü sırada yer alıyor. Ortaklık yürüttüğü ülkeler arasında İsrail, Ukrayna ve Azerbaycan öne çıkıyor.
Son yıllarda NATO tarafından fonlanan projelere ve etkinliklere bakıldığında Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ ilk sıralarda. Yürüyen NATO destekli projeler arasında Boğaziçi, İTÜ ve ODTÜ’nün dahil olduğu deprem araştırmaları mevcut. Boğaziçi Üniversitesi’nde 2011, 2015 ve 2020 yıllarında kabul edilen şarbonla ilgili araştırmalar bulunuyor, bu projelerde İsrail proje ortağıolarak yer alıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin NATO projeleri arasında savaş kimyasallarının tespiti üzerine Ukrayna ortaklı bir proje bulunuyor. ODTÜ’nün de İsrail ortaklığıyla yürütülmüş olan bir görüntüleme sistemi projesi 2019 yılında tamamlanmış. Ancak ODTÜ’nün geniş kapsamlı ve düzenli faaliyeti, 2014 yılından itibaren Enformatik Enstitüsü tarafından düzenlenen uygulamalı siber savunma eğitimleri. Eğitim programına bugüne kadar Ukrayna, Karadağ, Moldova, Azerbaycan, Irak ve Moğolistan katılmış.
Çukurova Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi’nde ise son 10 yılda radyasyona maruziyet üzerine iki NATO projesi yürütülmüş. Ortak ülkeler arasında İsrail, Ukrayna ve ABD var.
NATO’nun hizmetindeki sosyal bilimler
NATO, sosyal bilim alanında fen ve teknoloji alanlarına kıyasla daha az doğrudan proje yürütüyor. Sosyal bilimler ile NATO ilişkisi, ortak çalışılan kurumlar üzerinden sağlanıyor. Bilim alanları özelinde bakıldığında dönüm noktasının İkinci Dünya Savaşı olduğu görülüyor ve üç bilim alanı özellikle öne çıkıyor; psikoloji, iletişim bilimleri ve siyasal bilimler.
Psikoloji çalışmaları; tüketici davranışları, işletme alanındaki çalışmalar ve savaşla ilişkili konularda ikna ve yönlendirme için veri sağlayacak çalışmaları kapsıyor.
İletişim bilimleri; halkla ilişkiler ve kamu diplomasisine yönelik çalışmalarıyla, Nazi Almanyası örneğinden hareketle, NATO gibi örgütlerin topluma seslenme, kendini tanıtma konularındaki çalışmalarına veri sağlıyor.
Siyasal bilimler alanındaki üretimlerden ise karar alma mekanizmaları, sistem analizi konularında yararlanılıyor.
Dikkat çeken bir alan ise ayaklanma çalışmaları. 1960’lar ve 70’lerde dünyanın farklı yerlerinde yürütülen ulusal ve sosyalist mücadeleler döneminde yoğunlaşan çalışmalarda, psikolojiyle ilişkili bir şekilde isyankârlık araştırılıyor, siyaset bilimi açısından isyanların kurumlar ve kurumsallaşmayla ilişkisini ele alan çalışmalar yapılıyor. Günümüzde ise iklim krizi ve kadın öne çıkan araştırma başlıklarından.
Türkiye’de yürütülen NATO destekli beşeri ve sosyal bilimler projeleri
NATO Barış ve Güvenlik için Bilim Programı, Kamu Diplomasisi biriminin hibe çağrısında özellikle genç kitlelere, kadınlara ve daha önce NATO ile bağlantısı olmayanlar da dahil olmak üzere önemli kanaat önderlerine ulaşma hedefi vurgulanıyor.
Bu kapsamda son yıllarda Türkiye’den projeler destekleniyor. İstanbul Üniversitesi’nde yürütülen “NATO’nun Karşılaştığı Zorluklara Karşı Birlik: Simülasyon Destekli Öğrenme”, “Türkiye – NATO İlişkilerinin Geleceğine Genç Bakış”, “Barış ve Güvenlik için NATO: Gençlerle Etkileşim, Kadınların Teşvik Edilmesi, Barış ve Güvenlik Gündemi” başlıklı projelerde özellikle gençlerin ve kadınların hedeflendiği görülüyor. Bilgi Üniversitesi de NATO destekli sosyal bilim projelerinde öne çıkanlardan; “İklim Değişikliğinin Güvenlik Etkilerinin ve NATO 2030’un Ele Alınması”, “Türkiye’de Bilgi Karmaşasıyla Mücadele: Eğitmen Tabanlı Bir Eğitim Programı”, “Türkiye’de Dezenformasyona Karşı Dayanıklılığın İnşası: Eğitimsel Bir Yaklaşım” başlıklı projeler mevcut.
Çok yıllık projelerin yanı sıra üniversitelerimizde NATO destekli farklı etkinlikler de yürütülüyor. Terörizm, göç, enerji güvenliği, Türkiye’de değişen güvenlik gündemi gibi başlıklarda akademisyenlerin konuşmacı olduğu “A’NATO’LIA” Güvenlik Portalı tarafından düzenlenen Güvenlik Akademisi örneklerden biri. Ayrıca NATO desteğiyle lise ve üniversite öğrencilerine yönelik toplantılar ve yaz okulları düzenleniyor.
Türkiye bilişim sektörü ve NATO
Türkiye’de bilişim sektöründe yaklaşık 13 bin şirket bulunuyor, bunlardan yaklaşık 6 bini bilişim ekosistemi denilen ağın içinde üniversitelerle ortak çalışmalar yürüten şirketlerden oluşuyor. NATO’yla doğrudan çalışan şirketlere bakıldığında, STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. NATO’nun istihbarat yazılımı tedariğini sağlıyor. MIA Teknoloji A.Ş. ise NATO için coğrafi bilgi sistemleri geliştiriyor. NATO’nun Kuzey Atlantik için Savunma İnovasyon Hızlandırıcısı (DIANA) programı kapsamında 23 ülkede açılan kuluçka merkezleri arasında ODTÜ Teknokent de bulunuyor.
Uzay araştırmaları ve emperyalizm
Uzay araştırmaları uzun yıllardır emperyalizmin başlıca gündemleri arasında. NATO Bilim Komitesi ve NASA aynı yılda, 1958 yılında kuruluyor. Son yıllarda uzay çalışmalarında özel sektörün önemli bir ağırlık kazanması, madencilik faaliyetlerinin tartışılmaya açılması gibi başlıklar nedeniyle ülkeler yeni düzenlemelere gidiyor. ABD öncülüğünde başlatılan Artemis Ay Keşif Programı kapsamında düzenlenen uluslararası hukuka tabi olmayan anlaşmalarla, bu alanın yeniden tasarlanması için adımlar atıldığı anlaşılıyor.