Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

Kartal’dan İncirlik’e Yürüyüş Güncesi 15 Eylül-28 Eylül

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM) 15 Eylül’den İstanbul Kartal’dan başlattığı yürüyüş 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO üssünde sonlanacak.

Kartal’dan yola çıkan yürüyüş ekibinin ilk durağı Gebze oldu. Gebze sokakları yüzlerce yurtseverlerin “İşgalciler her zaman kaybeder” sloganıyla inledi.

Kent meydanında toplananlar “Ortadoğu’yu kana bulayan NATO’yu ülkemizden defedeceğiz” dedi. Birleşik Emekliler Sendikası Gebze Şubesi de yürüyüşe destek verdi.

THTM adına söz alan Yürütme Kurulu üyesi Aydemir Güler, Sakarya Hendek’teki bir fabrikada yaşanan patlamanın haberini yolda aldıklarını söyledi.

Yaralanan işçilere geçmiş olsun dileklerini ileten Güler, “Can kaybı olmadığını umut ediyoruz. Ama ‘umarız can kaybı olmamıştır’ demek yetmez. ‘Umarım savaşlar biter’ demek yetmez. Daha fazlası için mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

Yürüyüşün ilk günü Gebze İşçi Evi önünde sona erdi.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO üssünde sona erecek yürüyüşünde Gebze’den sonraki durak İzmit’ti.

NATO’ya karşı sergi İzmit’te
“NATO ve emperyalist savaşa karşı göreve” çağrısıyla yola koyulan halk temsilcileri NATO’ya karşı sergiyi de İzmit kent meydanına taşıdı. Saat 15.00’te Yürüyüş Yolunda açılan yürüyüşe İzmitliler yoğun ilgi gösterdi. Sergi esnasında Meclis’ten temsilcilerin olduğu bir heyet ile BMİS, DİSK Emekli-Sen, TMMOB Kocaeli Şubeleri ve Çağdaş Kocaeli Gazetesi ziyaret edildi.

NATO’nun bu topraklarda yeri yok

“Katil NATO ülkemizden defol” sloganlarıyla Merkez Bankası önünden yürüyüşe başlayan temsilciler Belediye İş Hanı önünde İzmirli yurtseverlerle buluştu. Buluşmanın ardından İnsan Hakları Parkın’na doğru alkışlar ve sloganlarla yüründü. Yürüyüşe çevreden çok sayıda yurttaş katıldı, araçlar kornalarıyla, esnaflar alkışlarıyla destek oldu. Yürüyüş boyunca “Katil NATO katil ABD”, “Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın”, “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi önünde Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Eski Başkanı Bedriye Yıldızeli coşkulu bir seslenişle temsilcileri ve İzmitli yurtseverleri selamladı. Selamlamanın ardından THTM Yürütme Kurulu Üyesi Aydemir Güler söz aldı. Güler: “Bu sembolik yürüyüş Kartal’dan İncirlik Üssü’ne kadar yürünen bir yolu ifade etmiyor. Bu yürüyüş geçtiğimiz her kentte bizlere hak veren binlerce kişiyle, anti emperyalizmin bu topraklarda ne kadar güçlü kökleri olduğunu ifade ediyor. Bu yürüyüş NATO’nun bu topraklarda yeri olmadığını ifade ediyor.” dedi. Ne THTM’nin ne bu memleketin yurtseverlerinin NATO’nun yıllar önce Kore’de olduğu gibi gençlerimizi katletmesine izin vermeyeceğini vurgulayan Güler ülkemizi korumanın yegane yolunun ülkemizi emperyalistlerden korumak olduğunu ifade etti.

Konuşmaların ardından temsilciler sloganlar ve alkışlarla Sakarya’ya uğurlandı.

Sakarya’da THTM heyeti ÇYDD, KESK, MMO, Eğitim-İş ve KESK’i ziyaret ederek Nato’ya ve emperyalist savaşa karşı kampanyayı anlattı. 

“Katil NATO ülkemizden defol” sloganlarıyla Çark Meydan’ında çalışma yapan THTM temsilcileri, Sakarya halkının yoğun ilgisi ve sorularıyla karşılandı. Yapılan çalışma da yürüşün amacı anlatılırken, 19.00’daki eyleme çağrı yapıldı.  

Çark Meydan’ından önünden yürüyüşe başlayan temsilciler, Sakarya halkının desteğiyle Sakarya AKM önüne yürüdü. Yürüyüş boyunca “Katil NATO katil ABD”, “Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın”, “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı.

Sakarya AKM önünde yapılan basın açıklamasında Sakarya TMTM üyesi Tuncay Köklü, ”THTM’nin İstanbul’da yaktığı ateşi Sakarya’dan gördük ve cevap verdik. Yürüyüş şimdi burada” diyerek destek verenlere seslendi. Köklü ”8 yaşında bir kız çocuğu bu topraklarda katledildi. Dediler ki siyaset yapılıyor. 8 yaşında bir kız çocuğunun katledilmesinin arkasından siyaset yapılmaz da ne yapılır? Narinlerin hesabı siyasetle sorulmaz da neyle sorulur? THTM bugün Cumhuriyeti aydınlanmayı temsil ediyor” diyerek Narin’in hesabını sormaya çağırdı.

Daha sonrasında Sakarya THTM’den Murat Taksim söz aldı.

‘HENDEK’TE YAŞANAN PATLAMA ÖNLEM ALINMADIĞI İÇİN OLDU, SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

 ”İki gün önce Hendek’te Oba Makarna’da bir patlama meydana geldi. Hayatını kaybeden arkadaşımızın ailesi baş sağlığı diliyoruz. Devlet hep patronu koruyor. Orada yaklaşık 30 işçi yaralandı. Alınmayan önlemler var. Çalışma koşulları iyi değil biliyoruz. Bundan kaynaklı bu patlamanın olduğuna dair aldığımız bilgiler var. Ne savcılık buna dair soruşturma açtı. Ne de patron bir açıklama yaptı. Hemen ertesi gün ‘üretime başlayacağız ‘dedi. İşçiler hala orada yaralıyken bunu dedi. İşçilerin yanında olduğumuzu bir kez daha duyuruyoruz. THTM olarakta konunun takipçisi olacağız.

‘SAKARYA HALKI FİLİSTİN HALKININ YANINDA: DAHA ÖNCE İSRAİL BAŞKONSOLOSLUĞUNU KOVDUK’

Diğer bir taraftan Sakarya halkının Nato ve emperyalizme karşı Filistin halkının yanında olduğunu biliyoruz dostlar. Burada 2009’da Filistin içinn insanlık nöbeti tuttuk. Ondan 2 yıl önce 2007’de. Hemen burada Sakarya Üniversitesi’ne İsrail Başkonsolosluğu geldiğinde onu buraya almadık. Sakarya Üniversitesi’nden kovduk. Sakarya halkının yurttsever oldugunu biliyoruz. O yüzden Nato’ya ve emperyalizme karşı mücadelemize destek vereceklerine inancımız tamdır. Burada Sakarya halkıyla birlikte, Kartal’dan gelen dostlarımızı İncirli’ye kadar olacak yürüyüşe birlikte yolcu edeceğiz. Ama bundan sonra burada durmayacağız. Nato ve emperyalizme karşı mücadeleyi büyütüceğiz ” dedi. 

‘VATAN MİLLET SAKARYA EDEBİYATI YAPMAYA KALKANLARA BİR DERS VERECEĞİZ’

Tuncay Köklü; ”Bugün burada Sakarya’nın pasını sildik. Nato dağılmadan, Filistin halkının özgürlüğünün mümkün olmadığını Türkiye ‘nin dört bir yanında anlatmaya devam edeceğiz. Vatan millet Sakarya edebiyatı yapmaya kalkanlara bir ders vereceğiz. Nato dağıtılmadan, ülkemizdeki ABD üstleri dağıtılmadan, oradaki bayrak, inip yurtseverlerin bayrakları dalgalanmadan, Filistin’in özgürlüğünden, tam bağımsızlıktan bahsetmelerinden asla izin vermeyeceğiz. 

‘BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ BAYRAĞINI, ANADOLU’DA İŞGALE KARŞI AYAĞA KALKAN HALKIMIZDAN ALDIK’

Bunun için bu yürüyüş burada başka bir şeye dönüşmeli. Bugün bu yürüyüşün anlamı; tam bağımsızlık mücadelesini 1919’da İşgale karşı ayağa kalkan, Anadolu halkının mücadelesiyle birleşmesili, bütünleşmeli. Bir araya getirilmeli. Biz tam bağımsızlık mücadelesi bayrağını, Anadolu’da işgale karşı ayağa kalkan halkımızdan aldık. Biz tam bağımsızlık mücadelesi bayrağını, 6. Filo’yu denize döken Harun Karadenizlerden, Deniz Gezmişlerden aldık. Şimdi bu bayrağı buradan taşımaya devam ededeceğiz. Filistin’de yaşananlar için, ülkemizde yaşananlar için çok öfkeliyiz. Belki konuşacak çok şeyimiz var. Burada sabaha kadar ayakta bekleyecek olan, öfkeli yurtsever, dostlarımız var. Onları temsilen THTM temsilcisi Berkay Kemal Önoğlu, şimdi öfkemizi dile getirecek” diyerek sözü Önoğlu’na verdi.

‘THTM BİR BAŞKA ÜLKE HAYALİYLE YÜRÜYOR’

Önoğlu: ”Yürüyüşümüzü 3 gündür sürdürüyoruz. Pazar günü İncirliğe yürümek üzere İstanbul halkı, bizi coşkuyla yolladı. Sakarya’da 3. günündeyiz. Sakarya’ya ne yazık ki bir karanlık, bir kasvet göçmüş bir şehire geldik. Hendek’teki faciadan bahsediyorum. Biz yürüşümüzü Nato’ya karşı bağımsız bir ülke olma hayaliyle yürüşümüzü sürdüreceğiz. Doğal olarak soruyorlar. Hendekteki patlama, açlık, yoksulluk, ülkemizdeki geçim derdi… Bunlar dururken, niçin Nato’ya karşı yürüyüş? Nato bütün bunlarla bağlantılı. Türkiye bağımlı bir ülke, Türkiye batı emperyalizmine bağlı bir ülke. Ekonomimize, iç işleyişimimize, politikamıza karışıyorlar. Bağımsız karar alma mekanizmalarımızı çalıştırmaktan yoksun bir ülke. Bugün THTM belli ilkeler etrafında bir araya gelen insanlardan oluşuyor. Nedir onlar? Bağımsız bir ülke. Laik bir ülke. Emekten yana bir ülke ,emeğin ezilmediği, hakkını alan bir ülke. THTM’nin ilkelerini çizdiği, kırmızı çizgilerini çizdiği bir ülkede Hendekte’ki patlamanın sonrasında, patron çıkıp bir gün sonra üretim yapıyoruz diyemez.  Yüzsüzce aynı gün delil karartma içinse, ne içinse oralarda elini arkasına alıp gezemez. İşçiler ülkesi, emekçilerin ülkesi, hepimizin ülkesi olur bu ülke. Dolayısıyla, THTM bir başka ülke hayaliyle yürüyor. 

‘TÜRKİYE HALKI İSRAİL’İN DÖKTÜĞÜ KANA ORTAK EDİLMESİN DİYE YÜRÜYORUZ. BU YÜZDEN NATO’DAN ÇIKMALIYIZ’

Niçin yürüyor?  Etrafımızı da savaşlar var. Bu savaşlara Türkiye halkı ortak edilmesin diye yürüyor. Türkiye halkı bugün İsrail in döktüğü kana ortak edilmesin diye yürüyor. Çünkü arkadaşlar hepimiz biliyoruz. Bugün Gazze’de, Filistin’de dökülen kan, Malatya kürecik radar üssü destek vermediğinde dökülemez. ABD gemisi yüzsüzce, İzmir’e demirleyip, İsrail’i korumak için Akdeniz sularına giremediğinde dökülemez o kan. Türkiye halkının bu suça ortak edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bunun için Türkiye Nato’dan çıkmalıdır diyoruz.

‘TÜRKİYE’DE İKTİDAR NATODUR. SİYASİ PARTİLER MECLİSTE YUMRUK YUMRUĞA BİRBİRİNE GİRERLER AMA NATODA BİRLEŞİRLER’

Türkiye’deki siyasi partilerin gündeminde Nato karşıtlığı yok. Siyasi partiler Türkiye’nin nato üyeliğinin gerçekten sorgulanmasına izin vermiyor. Hepsi de aynı. Aynı anda AKP’si, CHP’si, Dem’i, MHP’si hepsini birleştiren bir şey var. Nato’nun Varşova’daki toplantısında hepsi aynı masayı paylaştılar. Türkiye’de Nato iktidardadır. Partiler değişir, öbürü gider, beriki gelir. Ama Nato iktidarı sürer. O Nato iktidarı da bizi işte İsrail’in işlediği suçlara ortak eder. Nato’dan çıkılmalıdır. 2 hafta boyunca yürüyeceğiz  Türkiyedeki Nato karşıtı enerjiyi 2 hafta önce olduğundan çok daha büyük bir yere taşıyacağız. Sakarya halkıda bizi bağrına bastı. Kabul etti, alkışladı. Yürüyüşümüzü etkili bir sekilde gerçekleştirdik. Hepinizin ayağına sağlık. Az önce saydığım siyasi partiler parlemento da yumruk yumruğa bir birbirlerine girerler ama Nato toplantısında birleşirler. Toplantının konusun söyleyeyim size. Nato’nun doğu cephesinin güçlendirilmesi. Nato eşittir İsrail. Hepiniz Gazze karşısında timsah gözyaşlarınızı döküyorsunuz. Gerçekten o kanın dökülmesini engellemek isteyenler işte buradalar. Bu iradeyi büyütmeye çalışıyor. Yürüyüşümüz İncirliğe kadar devam edecek” dedi. 

Konuşmaların ardından temsilciler sloganlar ve alkışlarla Eskişehir’e uğurlandı.

 NATO’dan kurtulmak amacıyla yurtseverleri göreve çağırdı. “Filistin halkı yalnız değildir” sloganıyla yola çıkan THTM, 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayarak 28 Eylül’de Adana İncirlik’te sona erecek yürüyüşünün Eskişehir durağını gerçekleştirdi.

THTM heyeti, Eskişehir’de ÇYDD, KESK, MMO ve Eğitim-İş gibi sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ederek NATO’ya ve emperyalist savaşlara karşı kampanyalarını anlattı. Yürüyüş sırasında “Katil NATO ülkemizden defol” , “NATO’ya Oyuncak olmayacağız, “Katil NATO Katil ABD “ ve “ Filistin halkı yalnız değildir” gibi sloganlar atıldı. Eskişehir halkının yoğun ilgisiyle karşılaşan THTM temsilcileri, İsmet İnönü -1 Caddesi’nden Ulus Anıtı’na kadar ilerledi.

Barış Gününde Kampanya Başladı

THTM Yürütme Kurulu üyesi Burçak Özoğlu, Ulus Anıtı önünde yaptığı basın açıklamasında, “Dördüncü günümüzdeyiz. Bu ülkenin bağımsızlıkçıları, yurtseverleri, emekçileri, aydınları ve gençleri yürüyüş yapıyor. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi henüz çok genç bir platform. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde NATO’ya karşı kampanyamızı başlattık” dedi.

Yürüyüşümüz Sesimizi Yaydı

Özoğlu, sanatçılarla bir araya gelerek NATO’ya karşı bir sergi oluşturduklarını belirtti. Yürüyüşlerinin İstanbul’un işgale karşı mücadelesinin simgesi olan Kartal’dan başladığını, ardından Gebze, İzmit ve Sakarya’ya gittiklerini söyledi. Yürüyüşümüz, sadece yolları aşındırmakla kalmayıp, aynı zamanda sesimizi yayarak güçlendirdi,” diyen Özoğlu, yaşanan olayların NATO karşıtı duruşlarını pekiştirdiğini vurguladı. “Diyorlar ki, NATO’dan ayrılırsak ülkenin güvenliği sarsılır. Ama bugün, nükleer silah barındıran bir ülkenin halkı güvende mi?” şeklinde bir eleştiride bulunan Özoğlu, bağımsızlık yürüyüşlerini büyütme kararlılığını dile getirdi.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünün beşinci durağı Ankara oldu.
THTM 19 Eylül-22 Eylül tarihleri arasında Ankara programına devam edecek ve 23 Eylül sabahı Ankara’dan Konya’ya yola çıkacak.

Bugün Eskişehir’den Ankara’ya gelen THTM temsilcilerinin Ankara programının ilk durağı Sincan’dı.

THTM yürüyüşçüleri Sincanlı yurtseverlerin de katılımıyla 19.00’da Sincan İstasyonu önünden “Katil NATO, işbirlikçi AKP” sloganlarıyla yürüyüşe geçti.

‘NATO sömürü düzenini koruyor’

Yürüyüşün son bulduğu Lale Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. İlk açıklamayı THTM Ankara üyesi emekli Astsubay Ali Berçin gerçekleştirdi.

Sözlerine “NATO’ya neden karşıyız” sorusunu yönelterek başlayan Berçin, 1949 yılında savunma örgütü iddiasıyla kurulan NATO’nun hiçbir zaman sadece bir savunma örgütü olarak faaliyet yürütmediğinin altını çizdi.

Berçin, NATO’nun kapitalist sitemin çıkarlarını koruma misyonuna sahip olduğunu belirterek “NATO aynı zamanda finansal ve siyasi örgütlerle işbirliği yaparak sömürü düzenini ABD ekseninde korudu” dedi.

‘NATO egemen sınıfların çıkarlarını savunan bir aygıttır’

Rusya-Ukrayna savaşına ve İsrail’in Ortadoğu’daki saldırganlığına işaret eden Berçin, “Sınıf ve sistem çıkarları bakımından NATO egemen sınıfların çıkarlarını savunan bir aygıttır. NATO’ya karşı çıkmak için başka bir sebebe ihtiyacımız yoktur” dedi.

Berçin, Türkiye’deki NATO üslerini ve konuşlandırılan silahları hatırlatarak, şöyle konuştu: 

“İşte bu yüzden Türkiye NATO’dan çıkmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin NATO kapsamındaki yükümlülükleri feshedilmelidir. Türkiye’deki NATO personeli sınır dışı edilmeli, üsler kapatılmalıdır. Türkiye nükleer silahlardan arındırılmalı, ülkemizdeki NATO mühimmatı imha edilmelidir. İnsanlığa karşı suçların merkezi konumundaki NATO dağıtılmalıdır.”

Türkiye’de NATO’ya karşı verilen mücadelelerden örnekler gösteren Berçin, sözlerini “Yürüyüşümüz Ankara’dan sonra İncirlik’e kadar devam edecek ve her yerde yüzlerine şu sözleri haykıracağız: Yankee go home” ifadeleriyle sonlandırdı.

‘Doğru zamanda, doğru yerdeyiz’

Berçin’in ardından THTM Yürütme Kurulu üyesi Burçak Özoğlu söz aldı. THTM’nin15 Eylül’den beri yürüyüşüne devam ettiğini belirten Özoğlu, “Kartallı Kazım Meydanı’nda başladı yürüyüşümüz. Gebze, İzmit, Sakarya ve Eskişehir’den geçerek geldik Sincan’a” dedi.

Özoğlu, THTM’nin Sincan ilçesinde buluşmasının özel bir nedeni olduğunu ifade ederek, “Emekçilerin çok yoğun olduğunu bildiğimiz Sincan’ın, NATO’ya karşı mücadelenin de merkezi olması için mücadele ediyoruz. Ülkemizdeki 8 yaşındaki küçük bir çocuğu koruyamayan bu kanlı düzenin, gericiliğin, ülkemizdeki yoksulluğun, açlığın, geleceksizliğin nedeni bu emperyalist sistem, NATO ve onun işbirlikçileri değil mi? Türkiye halkının, yurtseverlerinin, bağımsızlıkçıların gündemi budur” dedi.

‘Natoyolu Bağımsızlık Yolu olacak’

THTM, Ankara Mamak’ta yer alan Natoyolu Caddesi’nin adının, verilecek mücadeleyle “Bağımsızlık Yolu Caddesi” olarak değiştirileceği ilan etmişti.

Konuya dair başlatılan imza kampanyasının yanı sıra Cumartesi günü yapılacak yürüyüşü hatırlatan Özoğlu, “Cumartesi günü Mamak’ta NATO adıyla kirlenmiş o yolda buluşacağız ve inanıyoruz ki Mamak halkının da mücadelesiyle Natoyolu caddesinin ismini temizleyeceğiz ve Bağımsızlık yolu yapacağız” dedi

Özoğlu, THTM heyetinin, Pazar günü Kavaklıdere’de gerçekleştirilecek olan yürüyüşün ardından Konya’ya geçeceğini ifade etti ve “28 Eylül’de NATO’nun kapısına dayanacak ve İncirlik’te olacağız. Mücadelemiz devam edecek ve mutlaka kazanacağız” diyerek konuşmasını noktaladı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan İncirlik’e başlattığı yürüyüşün 5’inci durağı olan Ankara’da etkinlikleri devam ediyor. Etkinlikler kapsamında dün Sincan’da gerçekleştirilen yürüyüşün ardından bugüne sergi açılışıyla devam edildi. NATO karşıtı sergi Ankara Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde (NHKM) sanatseverlerle buluştu.

THTM çağrısı ile Türkiye’den sanatçıların yanı sıra Çin, Rusya ve Kıbrıs’tan sanatçıların da eserlerinin yer aldığı sergi ilk olarak 1 Eylül’de çevrimiçi ziyarete açılmıştı. Ardından İstanbul’da açılışı gerçekleştirilen ve THTM’nin NATO karşıtı yürüyüşünün geçtiği illere taşınmaya devam eden serginin yeni durağı Ankara oldu.

Yoğun ilgi gören serginin açılışında konuşan Ali Somel, “İsrail’in bu kadar rahat hareket etmesine karşı öfkeliyiz. İsrail’i koruyan bir Amerikan zırhlısının İzmir’de demirlemesine karşı öfkeliyiz. Tüm bunlara karşın NATO’nun bir terör örgütü değil de güvenlik örgütüymüş gibi bize sunulmasına karşı öfkeliyiz. Ama aynı zamanda umutluyuz da. Çünkü biz bu yürüyüşe başladıktan sonra Türkiye’deki yurtseverlerin İsrail’e karşı ayağa kalkması bizi umutlandırıyor. Türkiye’de sanatçıların aynı umudu paylaşması ve çoğaltması umuduzu büyütüyor” dedi.

‘Bu sergi kendi ölçeğinde çok önemli bir başarı kaydetti’
Sergi açılışında söz alan THTM Yürütme Kurulu Üyesi Aydemir Güler “Bu serginin hazırlanması ve bu kadar fazla ürünün bir araya gelmesi sadece bir ay kadar sürdü. Belki de bu kendi alanında değerlendirildiğinde bir rekor sayılabilir. Bu durum bu çağrının çok güçlü bir çağrı olduğunun göstergesi. İstanbul’daki sergi açılışında bakınca çevremde sinemacı, müzisyen, yazar birçok insan gördüm. Ve o gün çizerlerin bu adımı sizlere de bir çağrı olsun demiştim. Sanatçı dostlarımız da aynı motivasyona sahip olduğu için bu davet karşılık buldu. İzmir’den 9 Eylül Üniversitesi’nden iki genç dostumuz bu yürüyüş için marş bestelediklerini söylediler. Yürüyüşün önümüzdeki etaplarında bir de marşımız olacak bunu duyurmak istedim” dedi.

Ankara’ya ulaşan THTM’nin NATO karşıtı yürüyüşü bugün Mamak’taydı. “Katil NATO” sloganıyla yürüyen yurtseverler Natoyolu tabelasının yerine “Bağımsızlık Yolu” tabelasını astı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünde Ankara’ya ulaştı.

19 Eylül’de Sincan’da gerçekleşen yürüyüşle başlayan Ankara programı, dün Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde açılışı yapılan NATO karşıtı sergiyle devam etti. Bugünse Mamak halkı NATO’ya karşı ayaktaydı.

Kartal’dan İncirlik’e yürüyüşün başladığı 15 Eylül’de Mamaklı yurtseverler de Natoyolu’nun adının Bağımsızlık Yolu olarak değişmesi için bir çalışma ve imza kampanyası başlatmıştı. THTM temsilcilerinin Ankara’ya ulaşması ile yürüyüş bu taleple Mamak’a da taşındı.

Saat 15.00’te Mamak Evsa AVM’nin önünde “Natoyolu ismi Bağımsızlık Yolu olsun” talebiyle toplanan yurtseverler yürüyüşe başladı. Yürüyüş boyunca “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil NATO, ülkemizden defol”, “Boyun eğme, memlekete sahip çık” sloganları atıldı. Mamak halkı yürüyüşçüleri camlardan alkışlarla, ıslıklarla selamladı. Yürüyüş boyunca çok sayıda mahallelinin yürüyenlere dahil olmasıyla coşku arttı.

‘Sokağınıza bir seri katilin isminin verilmesini ister miydiniz?’
Yürüyüşün ardından söz alan THTM Yürütme Kurulu Üyesi Erhan Nalçacı, yurttaşlara yönelttiği sorularla Natoyolu ismine yönelik eleştirilerini dile getirdi. NATO’yu bir dolandırıcı ve seri katile benzeten Nalçacı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mahallenizden geçen bir yola bir nitelikli dolandırıcının isminin verilmesini ister miydiniz? NATO tam anlamıyla bir nitelikli dolandırıcıdır. Bu ülkeyi kalkındıracağım, size yardım edeceğim, sizi koruyacağım diye Türkiye’ye gelmiştir. Ama ne Türkiye’yi korumuştur ne Türkiye’yi kalkındırmıştır; aksine bütün siyasi egemenliğini, bağımsızlığını elinden almış, bu ülkeyi hareket edemez hale getirmiştir. Mahallenizden geçen bir yola bir seri katilin isminin verilmesini ister miydiniz?

NATO bir seri katildir. 1960’lardan beri öldürülen bütün aydınların, bütün katliamların, Maraş katliamının, Sivas katliamının sorumlusu NATO’dur. Mahallenizden geçen bir yola bir katliamcının isminin verilmesini ister miydiniz? Mesela ‘Netanyahu yolu’ olsun mu, ‘İsrail dostları yolu’ olsun mu bu yolun ismi? Natoyolu olması bunlarla aynı şeydir. Mahallenizin içinden geçen bir yolun isminin ‘ABD emperyalizmi yolu’ olmasını ister miydiniz? NATO, ABD empeyalizmidir, ABD sermayesidir. Ondan başka koruyacağı hiçbir şey yoktur çünkü. Yine aynı şekilde, ‘nükleer bomba yolu’ olmasını istemezsiniz mahallenizden geçen yolun isminin. NATO bunların hepsidir.”

‘Bu öfke örgütlenecek’

Egemen sınıfın; insanlara, NATO’nun işleyeceği cinayetleri, emperyalizme direnenleri, bağımsızlık için mücadele edenleri, Behice Boranları, Denizleri, Mahirleri, İskenderun Limanı baskınını unutturacağına güvendiğine işaret eden Nalçacı, “Bunları unutturamayacak, öfkemizin dinmesine, bu öfkenin örgütsüz kalmasına izin vermeyeceğiz. Bu öfke örgütlenecek, bir öfkeyi, bir direnişi örgütlüyoruz burada” dedi.

‘Mücadele İncirlik’te bitmeyecek’

NATO karşıtı mücadelenin İncirlik’te bitmeyeceğini belirten Nalçacı, “Türkiye’de nereye NATO ismi verdilerse onu değiştireceğiz. Nereye NATO üssü kurdularsa her şeylerini toplayıp, defolup gidecekler. Oraya kadar sürecek bu mücadele.” diyerek sözlerine son verdi.

Nalçacı’nın ardından söz alan THTM Temsilcisi Engin Özkan taleplerini “NATO’dan çıkılması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin NATO kapsamındaki yükümlülüklerinin feshedilmesi, Türkiye’deki NATO personelinin sınır dışı edilmesi, ülkemizin nükleer silahlardan arındırılması, Natoyolu Caddesi’nin isminin Bağımsızlık Yolu olarak değiştirilmesi” olarak sıraladı.

Engin Özkan, Ankaralı yurttaşları 22 Eylül Pazar günü Konur Sokak’taki NHKM’nin önünden Kuğulupark’a uzanacak NATO karşıtı yürüyüşe davet ederek sözlerine son verdi.

Konuşmaların ardından alkışlar ve “katil NATO” sloganları eşliğinde NATO bayrağı yakıldı. Temsili olarak yol üzerindeki Natoyolu tabelası yerine “Bağımsızlık Yolu” tabelası asan yurttaşlar eylemlerine sloganlarla son verdi.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünün Ankara etabı, dört gün süren yoğun bir programın ardından Kızılay Konur Sokak’tan Kuğulupark’a gerçekleştirilen kitlesel bir yürüyüşle son buldu.

19 Eylül tarihinde Sincan’da gerçekleşen yürüyüşle başlayan Ankara programı, Cuma günü Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde açılışı yapılan NATO karşıtı sergi ve Cumartesi Tuzluçayır’daki Natoyolu protestosuyla devam etti.

Bugün ise Ankaralı yurtseverlerin yoğun katılımıyla bir yürüyüş gerçekleştiren THTM, sokakları “Bu memleket bizim, yobaza, NATO’ya bırakmayız” sloganlarıyla inletti.

Saat 15.00’te Kızılay Nâzım Hikmet Kültür Merkezi önünde buluşan yurtseverler Tunus Caddesi üzerinden yürüyüşe başladı. Tunus Caddesi’nden Tunalı Hilmi Caddesi’ne çıkan protestocular “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil NATO, ülkemizden defol”, “Boyun eğme, memlekete sahip çık” sloganlarını attı. Kavaklıdere halkı yürüyüşçüleri camlardan alkışlarla, ıslıklarla selamladı. Yürüyüş boyunca çok sayıda yurttaşın yürüyenlere dahil olmasıyla coşku arttı.

Mamak ve ABB’ye çağrı: ‘Natoyolu Caddesi’nin adı bundan böyle Bağımsızlık Yolu’dur, gereğini yapın’

Kuğulupark’ta yurttaşlara hitap eden THTM Üyesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Eski Başkanı Ali Balkız, sözlerine dayanışma duygularını yeniden pekiştirdiği için THTM’ye teşekkür ederek başladı. Önceki gün Mamak’ta THTM tarafından gerçekleştirilen eyleme dikkat çeken Balkız, ”Mamak halkı karar verdi, artık bu caddenin adı Natoyolu Caddesi değildir. Bu caddenin adı bundan böyle Bağımsızlık Yolu’dur, kutlu olsun! Mamak Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni bu sesi duymaya, gereğini yerine getirmeye davet ediyorum” dedi.

‘THTM’nin yolu, Türkiye’deki bütün savaş karşıtlarının yolu olmalıdır’

NATO’nun barış için değil, savaş için kurulmuş bir birlik olduğunu vurgulayan Balkız, Menderes Hükümetinin, patronların teşvikiyle Türkiye’nin NATO’ya dahil edilmesinin ülkemize ağır bedeller ödettiğini, o günden beri başımıza gelen her türlü belanın, yoksulluğun, katliamın sebebenin NATO olduğunu belirtti. Türkiye ordusunun Libya’da, Afrika’da, Orta Doğu’da, Kafkaslar’da ne işi olduğunu soran Balkız, Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin “yurtta savaş, dünyada savaş”a evrildiğini ifade etti. THTM’nin yolunun, Türkiye’deki bütün komünistlerin, sosyalistlerin, sosyal demokratların, savaşa, şeriata, yobaza karşı olanların yolu olması gerektiğini belirten Balkız, mücadeleyi büyütme çağrısıyla sözlerine son verdi.

‘Bu yürüyüş aslında İstanbul’dan başlamadı, barış için onlarca yıldır yürüyoruz’

Ali Balkız’dan sonra söz alan THTM Yürütme Kurulu Üyesi Aydemir Güler, bu yürüyüşün aslında sadece İstanbul’dan başlamadığını, barış ve bağımsızlık için verdikleri mücadelenin uzun bir geçmişi olduğunu vurguladı. Güler konuşmasına şöyle devam etti:

Bu yürüyüş sadece İstanbul’dan başlamadı aslında. Biz barış için mücadelelerden, Türkiye’nin bağımsızlığı için örülen mücadelelerden geliyoruz, 1919’dan beri yürüyoruz. Türkiye’yi NATO’ya sokmaya çalıştıklarında, Kore’ye yoksul halkımızın çocuklarını ölmeye yolladıklarında da yürüyor, Barışseverler Cemiyeti olarak Eminönü İskelesi’nde savaş karşıtı bildiri dağıtıyorduk. 1968’de Samsun’dan Ankara’ya bağımsız bir ülke için yürüdük. 1970’te NATO Şili’de darbe yapmış, Türkiye’de darbe yapmanın hazırlıklarını yapıyorken biz Barış Derneği olarak mücadele ediyorduk. O zamandan beri yürüyoruz. Türkiye’yi NATO’nun kulu haline getiren 12 Eylül darbesi aynı zamanda NATO’cularındı. O zamandan beri yürüyoruz. 12 Eylül darbesini kabul etmedik, işçi sınıfı olarak ayağa kalktık, haklarımızı almak için bahar eylemlerine giriştik, o zamandan beri yürüyoruz.”

‘Örgütlülüğe yürüyoruz’

Egemen güçler, patronlar Türkiye’nin NATO’ya muhtaç olduğunu savunurken halkın tam aksini savunduğuna dikkat çeken Güler, örgütlülüğün önemine vurgu yaptı. Güler’in konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle:

Yürüyüşün başlangıcından beri insanların gözlerine baktığımızda bildiğimiz bir şeyi gördük, o da NATO’nun Türkiye’ye, Türkiye’nin NATO’ya yakışmadığıdır. Onlarca yıldır bağımsızlık için, barış için, eşitlik için, özgürlük için yürüdük.

Dünyanın yönetenleri, egemenleri başka bir telden çalıyor, halklar bambaşka bir telden çalıyor. Türkiye’nin egemen güçlerine, Mecliste keyif çatanlara, İsrail’le, Almanya’yla ticaretin keyfini sürenlere bakarsanız Türkiye NATO’nun üyesi olmalıdır. Bize bunu anlatıyorlar. Oysa Türkiye’nin sokaklarında, meydanlarında başka bir şarkı söyleniyor, halkımız ‘Nereden çıktı bu NATO belası başımıza?’ diyor.

Kime ‘NATO’dan çıkmak lazım’ dersek gözleri ışıldıyor, alkışlamaya başlıyor. Türkiye’nin patronları, egemen güçleri NATO’cudur ama Türkiye’nin büyük kitleleri, milyonlar NATO’dan, emperyalistlerden hayır gelmeyeceğini bilmektedir.

Şimdi bir mesafe daha katetmemiz lazım. Bu bilgi, bu duygu, gözlerde ışıldayan o tutku, yetmez. Bir avuç NATO’sever dünyayı yönetiyorlarsa güçlerini başka bir yerden alılyorlar: Onlar örgütlü. Halklar ise örgütsüz. Problemimiz budur. Nereye gideceğimiz bellidir. O örgütlülüğü yaratmaya, örgütlü bir ülke haline gelmeye, oraya doğru yürüyoruz.

İncirlik’e yürüyoruz, doğrudur ama İncirlik’te olduğumuzda yaklaşacağımız şey, İncirlik Üssü’nün fiziki yapısı değil, halkımızın örgütlülüğüne, örgütlü bir ülke haline geldiğimiz ana yaklaşmalıyız, o mesafeyi katetmeliyiz.”

‘NATO’dan çıkmak mümkün çünkü Türkiye’de ne istediğini bilen bir halk vardır’
“Türkiye’nin NATO’dan çıkması mümkün müdür?” diye soran Güler Anadolu’yu içine alacak olan bir savaş tehlikesine işaret ederek sözlerine şöyle devam etti:

2024’te bu mümkündür. Karadeniz’in kuzeyinde çıkan yangına bakın. O yangın bizim yangınımız, o yangın Anadolu’nun yangını, her an kıvılcımın sıçrayabileceği bir yangın ve bunu herkes görüyor. NATO’nun nükleer bombaları bizim ülkemizde ve kumandası bizde değil. Bu yangının Anadolu’yu sarması, kasıp kavurması için bir küçük kıvılcım yeter. Türkiye NATO’dan çıkmalıdır ve çıkabilir çünkü Türkiye’de ne istediğini bilen, tehlikeyi gören bir halk vardır.”

‘İsrail ile ilişkilerin kesilmesinin tek yolu NATO’dan çıkmaktır’

İsrail’in NATO’dan güç aldığını belirten Güler “İsrail meşruiyetini NATO’dan almasa Lübnan’a savaş ilan edemez, Filistin’de soykırımı devam ettiremez. Türkiye sokaklarında İsrail-Filistin meselesinde tek cevap duyarsınız, bu cevabı vermeyen sadece inşaat patronları olabilir. Bu cevap biz Filistin’den yanayız demekle bitmiyor, İsrail’le ticaret, İsrail’le ilişkiler kesilmelidir. Bunların yapılması için de tek yol NATO’dan çıkmaktır” dedi.

Aydemir Güler sözlerini “NATO’yu bu ülkeden defetme kavgasının başarılabileceği, zafere taşınabileceği bir noktadayız. Ankara’dan sonra yolumuza böyle devam edeceğiz” diyerek noktaladı.

Grup Günyüzü’nün de şarkılarıyla destek olduğu Kuğulupark buluşması şarkılar, ıslıklar ve sloganlarla noktalandı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünün dokuzuncu günündeki durağı Konya oldu.

THTM’nin Konya programı Gedavet Parkı’nda NATO karşıtı serginin açılması ile başladı. Sergi yoğun ilgiyle karşılandı. Ardından THTM temsilcileri Konya’da kendilerini karşılayan yurtseverlerle birlikte saat 18.30’da Gedavet Parkı önünden Zafer Meydanı’na yürüyüşe geçti.

Yurtseverler “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil NATO ülkemizden defol”, “Boyun eğme, memlekete sahip çık” sloganlarıyla Konya sokaklarını inletti.

‘Neden bağımsızlığımızı teslim edelim?’

Zafer Meydanı’na gelindiğinde; Konyalı yurtseverler adına söz alan Damla Çarmızol, NATO’ya karşı yürüyüşün tarihsel öneminden bahsetti.

NATO’nun işlediği suçlara değinen Çarmızol “NATO gittiği her yere savaş götürmüş, binlerce insanın ölmesine sebep olmuştur. Neden halkımızın ölmesine göz yumalım? NATO ülkeleri bölmüş, haritaları değiştirmiştir. Biz neden başka ülkelerin ya da kendi ülkemizin sınırlarını NATO’ya teslim edelim? NATO nükleer tehdit demektir. Menzili 25 km olan NATO’nun nükleer füzelerinin ülkemize karşı tehdit olduğu açıktır. Amaç başka ülkeleri savaşlardan caydırmak değil, Türkiye’ye göz dağıdır. Neden bu göz dağına boyun eğelim? Neden bağımsızlığımızı başka bir güce teslim edelim?” dedi.

‘NATO patronların cebi dolsun diye var’

Sözlerine NATO ile sermaye bağını vurgulayarak devam eden Çarmızol “NATO tüm bu suçları, patronların cebi dolsun diye işliyor. Koçlar, Sabancılar kazansın, silah şirketlerinin cebi dolsun diye bunca vahşet. Buradan emekçilerimize fayda yok. İşçilerimiz, emekçilerimiz yoksulluktan kırılırken, neden bir avuç zenginin çıkarı için savaşlarda ölelim? Tüm bunları reddediyoruz! Ülkemiz NATO’dan çıkıncaya kadar, NATO ülkemizden çıkıncaya kadar, ülkemizde hiçbir yabancı asker kalmayıncaya kadar, emekçilerin patronsuz ve NATO’suz Bağımsız Cumhuriyeti’ni kuruncaya kadar mücadelemiz sürecek” diyerek sözlerini sonlandırdı.

‘İsrail’in çimentosunu eksik etmeyen işbirlikçilerine karşı yürüyoruz’

Damla Çarmızol’dan sonra THTM adına söz alan Burçak Özoğlu, NATO’ya karşı yürüyüşün güncelliğinden bahsetti ve bağımsızlık mücadelesinin önemini vurguladı.

Özoğlu “Emperyalist savaşa karşı yürüyoruz. Biz insanlık suçu işlenen, Filistin halkının soykırımına yol açan İsrail saldırganlığına karşı da yürüyoruz. İsrail saldırganlığına timsah gözyaşları döken ama öte yandan onunla işbirliği yapan, İsrail’in enerjisini, çimentosunu, demirini ona gönderen, eksiksiz bırakmayan işbirlikçilerine karşı da yürüyoruz” dedi.

‘Yarın savaşa sokulmayacağımızın garantisi var mı?’

AKP’li CUmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “NATO müttefikimizdir” sözlerine değinen Burçak Özoğlu şunları söyledi:

“Daha bugün Recep Tayyip Erdoğan demiş ki ‘ABD, NATO müttefikimizdir. O yüzden kendimizi güvende hissediyoruz’. Sizler kendinizi güvende hissediyor musunuz soruyorum? Üstümüzde bombalar gezerken, her yanımız savaş yangınındayken, daha iki gün önce yanıbaşımızdaki bir ülkede insanların ceplerinde cihaz patlatacak kadar kural tanımamış bir tehlike tepemizdeyken! Bu ülke ne zaman güvendeydi hatırlayalım. Bu ülke kurulurken güvendeydi. Kendi halkının emperyalizme karşı verdiği savaşta güvendeydi. Bu Cumhuriyet’i kuranlar, NATO’nun güvencesiyle mi kurdular? Yoksa kendi halkının güvencesiyle mi kurdular? Bir hatırlayalım. Bizim güvencemiz ancak bağımsızlığımızı ilan ettiğimizde olur. Ancak kendi kararımızı verdiğimizde olur.”

Özoğlu THTM ile birlikte mücadele çağrısıyla sözlerini sonlandırdı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM)’nin, 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünün onuncu gününde Konya Ereğli ve Niğde Ulukışla’dan geçen yürüyüşçüleri yurtseverler ilgiyle karşıladı.
Dün Konya’da gerçekleştirilen yürüyüş ardından bugün Konya’dan Mersin yönüne hareket eden temsilcilerin iki durağı vardı. Saat 12.00’de Konya Ereğli’de Yunus Emre Parkı’na ulaşan temsilciler parkta bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya katılan Ereğlili yurttaşlar “Katil NATO Filistin’den defol” sesini güçlendirdi.

‘NATO silahlarının üzerinde yaşıyoruz’

Yunus Emre Parkı’nda yapılan basın açıklamasında söz alan THTM Yürütme Kurulu üyesi Burçak Özoğlu, Türkiye topraklarında NATO’nun varlığına vurgu yaparak şunları söyledi: “NATO, üyesi olan ülkeleri korumak bahanesiyle kurulmuş bir bağımlılaştırma örgütüdür. Bir silahlı örgüttür. Türkiye halkı bunu çok iyi biliyor. NATO’nun doğrudan ABD güdümünde bir örgüt olduğunu, yayılmacı hevesini çok iyi biliyoruz. NATO’ya neden karşıyız zaten belli ama neden şimdi yürüyoruz? Bugün NATO’ya karşı olmanın somut gerekçeleri var. NATO üsleri haritası ülkemizin nasıl bir silahlı bomba olduğunu gösteriyor. Bunlar bize açıklananlar, bildiklerimiz. Bütün ülkemizi sardılar. Bugün başka ülkelere bulaşanlar yarın bize de bulaşabilir durumdalar. ABD silahlarının üzerinde oturuyoruz. Altımıza gömüyorlar silahlarını. İşte bu yüzden yürüyoruz.”

Basın açıklamasının ardından Ereğlili yurttaşlar Yunus Emre Parkı’nda temsilcilerle sohbet ederek yürüyüşle ve NATO’ya karşı kampanyayla ilgili sorular sordular. Birlikte Ereğli’de NATO karşıtı mücadeleyi büyütmenin yollarını konuştular.

‘THTM dertleşme değil mücadele yeri’

Konya Ereğli’den sonra temsilcilerin ikinci durağı Niğde Ulukışla oldu. Ulukışla Semt Evi’ne bir yürüyüş ile gelen temsilcilere yol boyunca Niğdeliler de katıldı. Semt Evi’nde bekleyenler de “Boyun eğme memlekete sahip çık” sloganlarıyla temsilcileri karşıladı.

Ulukışla Semt Evi önünde bir konuşma yapan THTM Ankara temsilcilerinden İlter Aslaner sözlerine temsilcileri karşılayan Ulukışlalılara teşekkür ederek başladı. 

Konuşmasında THTM’nin yola çıkış amacını hatırlatan Aslaner, şu ifadeleri kullandı: “THTM kurulurken şunu söyledi: ‘TBMM halkı temsil etmekten uzak, sermaye sınıfının çıkarlarını koruyan bir Meclis. Bu sebeple halk kendi meclisini kurmalıdır.’ THTM böyle yola çıktı. Ve şunun sözünü verdik, bu Meclis dertleştiğimiz değil mücadele ettiğimiz bir yer olacak. Bunun için yola çıktık. Emekçilerin bir araya gelmekten, biz NATO’ya karşı mücadele ediyoruz demekten başka yolu yok. Bu ülkedeki yoksulluğun, karanlığın, zulmün sebebi sermayenin ve NATO’nun çıkarlarıdır. Biz buna karşı mücadele etmek zorundayız. Biliyoruz ki Ulukışla’nın yurtseverleri de bizimle aynı şeyi düşünüyor. Bağımsızlık için mücadele ediyor. Bu ülkeden NATO’yu, Amerikan askerlerini kovacağız. Ülkenin bağımsızlığı bizim ellerimizde kurulacak.”

Aslaner konuşmasını 28 Eylül’de İncirlik’e ulaşacak yürüyüşe Ulukışlalıları davet ederek sonlandırdı.

Konuşmanın ardından Ulukışla Semt Evi’nde kendilerine hazırlanan yemekleri yiyen temsilciler Ulukışlalılarla yürüyüşe dair sohbet etti. Ulukışlalıların sıcak ev sahipliğiyle dinlenme imkanı bulan temsilciler yürüyüşün yeni durağı olan Mersin’e doğru yola çıktı.

24 Eylül Salı günü, Konya Ereğli ve Niğde Ulukışla’daki buluşmalarda coşkuyla karşılanan temsilciler aynı gün akşam saatlerinde Mersin’e ulaştı. THTM yürüyüş kolu, 25 Eylül Çarşamba gün boyu Mersin’de kurum ziyaretleri gerçekleştirip ayrıca Mersinli yurttaşlarla da sohbet ederek NATO karşıtı kampanyayı anlattı ve yürüyüşe katılmaya davet etti.
THTM temsilcileri ve Mersinli yurtseverler saat 18.30’da Atatürk Evi Önü’nde buluşarak Mersin Limanı’na doğru yürüyüşe başladı. Yürüyüşte “Katil NATO ülkemizden defol”, “Katil İsrail, işbirlikçi AKP” ve “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı.

Yürüyüş güzergahında THTM Mersin temsilcileri “NATO Filistin’den elini çek. NATO’dan kurtulmak için göreve” yazan büyük bir pankartla hem şehir dışından gelen yürüyüşçüleri selamladı hem de Mersinli yurtseverlere mücadele çağrısında bulundu.

‘Mersin Limanı yabancı sermayede ve İsrail’le ticaret yapılıyor’

Mersin Limanı önünde basın açıklaması gerçekleştiren THTM adına ilk sözü Mersin temsilcisi Zuhal Kurt aldı.

Mersin Limanı’nın özelleştirilmesine de değinen Kurt şunları söyledi:

“Bu halkın parasıyla kurulan Mersin Limanı şimdi yabancı sermayede ve oradan İsrail’le ticaret yapılıyor. Bu çok önemli. O sebeple buraya yürüdük. Emperyalistlere şunu soruyoruz: Siz kim oluyorsunuz da bizim toprağımızda her şeyi özelleştiriyorsunuz, bir üs kurup İsrail’le ticaret yaparak Filistin’de insanları öldürüyorsunuz! Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Biz bunun hesabını soracağız. Özelleştirilen yerleri de alacağız, memleketten NATO’yu da kovacağız. Bu memleket bizim. Biz haklıyız ve mutlaka kazanacağız.”

‘NATO üyesi olmak işbirlikçi olmaktır’

Zuhal Kurt’un ardından söz alan THTM Yürütme Kurulu üyesi Erhan Nalçacı, “İsrail katliamı ABD’den ve NATO’dan bağımsız değildir. Bir bütündür. İsrail NATO’dur. NATO olmadan ABD olmadan İsrail bu katliamı yapamazdı. Bu gücü İsrail NATO’dan alıyor. O zaman Türkiye de dahil olmak üzere bütün NATO üyeleri bu katliamın parçası değil mi? Sadece İsrail uçaklarına Konya Ovası’nda talim yapma izni vermiyorsunuz. İsrail’in korunmasına izin veriyorsunuz. Bugün Lübnan’a, Suriye’ye sıçramış bu katliamın başlıca sorumlusu İsrail’in arkasındaki ABD’dir ve onun bütün işbirlikçileridir. NATO üyesi olmak işbirlikçi olmaktır” dedi.

‘Uyuşturucu ticaretini bu ülkeye NATO getirdi’

NATO’nun Türkiye’deki varlığına ve faaliyetlerine değinen Nalçacı şöyle devam etti:

“NATO Türkiye’nin bağımlılık ilişkisidir. 1949’daki Marshall Yardımı 1952’deki NATO üyeliği Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini ortadan kaldırdı. 12 Eylül darbesi bir NATO darbesiydi, 12 Mart darbesi bir NATO darbesiydi. O gizli örgüt yüzlerce aydını, binlerce insanı öldürdü bu ülkede ve bu ülkeyi çürüttü. Uyuşturucu ticaretini bu ülkeye NATO getirdi.”

‘Bu bir protesto değil, bu bir ayağa kalkış’

Sözlerine yapılan NATO karşıtı kampanyaya değinerek devam eden Nalçacı, NATO eyleminin anlamını anlattı:

“Yeni bir ülke, bağımsız bir ülke kuracaksanız NATO ile hesaplaşmalısınız. Dolayısıyla bu yaptığımız sadece bir NATO protestosu değildir. Bu bir ülkenin ayağa kalkışıdır. NATO son derece güncel bir meseledir. NATO’nun kışkırttığı bir savaş var, Ukrayna Rusya savaşı. Patronlar kendi aralarında Ukrayna’yı uzun menzilli füzelerle donatmayı konuşuyorlar. Bu NATO ile Rusya’nın savaşması anlamına gelir. Bırakın halkı, böyle bir durumda Türkiye’deki siyasilerin bile söz hakkı olmayacaktır.

Bu ülke bunun ne anlama geldiğini, savaşın ne anlama geldiğini unuttu. Evleriniz yıkıldığı zaman bunu anlarsınız. Çocuklarınız askere alınıp götürüldüğü zaman anlarsınız. İradesi alınmış bir halk, bağımsızlığı elinden alınmış bir halk gerçekten korkunç bir şey. İstediği gibi NATO’nun peşinden sürüklenir. Biz buna layık mıyız? Çocuklarınızı bize ait olmayan bir savaşa gönderecek misiniz? İşte bu yürüyüş bu yüzden bir halk iradesini örgütlemeye dönüktür. Bu ülke bizim ve biz bu ülkeye sahip çıkacağız. NATO eyleminin tek anlamı budur.”

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM)’nin yürüyüşü on ikinci gününde Mersin Tarsus’taydı.

25 Eylül Çarşamba günü Mersin’de Mersin Limanı’na yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştiren yurtseverler bugün Tarsus’a ulaştı. Temsilciler, Tarsus’ta kurum ziyaretlerinde ve Yarenlik Meydanı’ndaki çalışmalarında yurttaşlarla sohbet ederek NATO karşıtı kampanyayı anlattı, yürüyüşe katılmaya davet etti. Saat 12.00’de Yarenlik Meydanı’nda açılan NATO karşıtı sergi ilgiyle karşılandı.

THTM temsilcileri ve Tarsuslu yurtseverler saat 17.00’de PTT önünde buluşarak Yarenlik Meydanı’na doğru yürüyüşe başladı. Yürüyüşte “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil İsrail, İşbirlikçi AKP” ve “Katil NATO ülkemizden defol” sloganları atıldı.

‘Herkesle aynı dili konuştuğumuzu fark ettik’

Yarenlik Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştiren THTM adına Yürütme Kurulu üyesi Erhan Nalçacı söz aldı.

Nalçacı “Ülkede bunca sorun varken gündem NATO’mu” diyenlere, yürüyüşten gözlemleri ile yanıt verdi:

“NATO genelde halkımızın gündeminde olan bir konu değil. Herkesin gündeminde geçim sıkıntısı, enflasyon, yoksulluk var. NATO meselesi bunlardan sonra gelir. Ama bu uzun yürüyüşte başka bir şey olduğunu fark ettik. Yürüyüş geçtiği her yerde coşkuyla karşılandı. Serginin açıklanmasıyla onlarca karikatürist eserleriyle başvurdu. Az önce dinlediğiniz şarkıyı konservatuar öğrencileri yazıp bestelemiş, kendiliğinden oldu bu. Örneğin Mamak’tan geçerken Natoyolu’nun ismini değiştirmek için yürüdüğümüzde olağanüstü bir coşkuyla karşılandık. Bugün burada arkadaşlarımızın çantaları yırtılmış, diktirmek için bir ayakkabıcıya girmişler ve ayakkabıcı yürüyüşün amacını öğrenince çantayı ücret almadan tamir etmiş. Bunlar çok önemli şeyler. Demek ki insanlar şimdiye kadar bu ülkede verilen anti-emperyalist mücadeleyi unutmamışlar. Çok sayıda kurumu ziyaret ettik bu yürüyüş boyunca. Eskiden kurumlar dernekler NATO meselesine mesafelenirdi. Şimdi herkesle aynı dili konuştuğumuzu fark ettik.”

Nalçacı konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz üç tez ileri sürdük. Üç tezi de hemen anlatabildik. Birincisi NATO ile hesaplaşmadan bu ülke temize çıkamaz, yeni bir ülke kurulamaz. Çünkü NATO Türkiye’yi kirletmiştir, çürütmüştür. Bugün kimse göğsünü kabartarak ben NATO’yu savunuyorum diyemez. NATO’yu savunuyorsanız katilsiniz demektir. Türkiye’deki onlarca aydını NATO katletmiştir. Eğer NATO iyi bir şeydir diyorsanız 1977’de 1 Mayıs’ta işçilerin üzerine ateş açtınız demektir. NATO bizim prestijimizi artırıyor fena bir şey değil diyorsanız Uğur Mumcu’nun katilisiniz demektir. Ülkenin bağımsızlığını ortadan kaldıran NATO’ya iyidir diyorsanız siz vatan hainisiniz demektir.”

‘İsrail katliamının arkasında NATO var’

NATO’nun güncel bir mesele olduğunu vurgulayan Erhan Nalçacı:

“İkinci tezimiz şuydu bugün İsrail’le Türkiye’nin arasındaki ilişkiyi NATO kurmuştur. NATO en başından İsrail’in savunucusudur. NATO demek ABD emperyalizmi demektir. İsrail’in bugün uyguladığı katliamın arkasında NATO vardır.

Üçüncü tezimiz şuydu NATO’yla hesaplaşmak sadece Türkiye’nin geçmişini temizlemekle ilişkili değildir. Aynı zamanda Türkiye’yi güncel bir savaştan, güncel bir yıkımdan korumakla ilişkilidir. NATO sadece tarihte kalmış bir mesele değildir, güncel bir meseledir. Eğer bir mücadele haklıysa o kazanır, tarihsel olarak kazanır. Türkiye’nin bugün sorunu NATO’dur. Onu Türkiye’ye davet eden sermaye sınıfıdır. Biz bunların hepsini yeneceğiz.”

Nalçacı, tüm yurtseverleri 28 Eylül Cumartesi günü İncirlik Üssü’ndeki yürüyüşe davet ederek konulmasını sonlandırdı.