Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

Yıl Sonu Bildirgesi: 2024 Yılını Nasıl Anımsayacağız?

Türkiye açısından bakılırsa, 31 Mart 2024 seçimleri iktidar partisinin 22 yıl sonra ilk kez ikinci sıraya geriletilmesi bakımından önemli sayılabilirdi. Toplum nihayet tepkisini sandıkta daha güçlü bir biçimde göstermişti. 

Ancak bu tepkiyi yükseltmek ve siyasi/hukuki/iktisadi bakımlardan suç sicili kabarık olan bir iktidara karşı daha genel bir seferberliğe ve erken seçim kampanyasına dönüştürmek yerine, anamuhalefet “normalleşme-uzlaşma” çizgisini seçerek hem kendini bitirdi hem de iktidara hak etmediği yeni bir meşruiyet alanı açtı.  

Böyle bir muhalefet boşluğunda iktidar en iyi bildiği yöntemi benimsedi ve tahakkümünün dozunu arttırdı: Muhalefet belediyelerine kayyım atamakla işe başladı; hukuk tanımazlıkta, eğitimi gericileştirmekte, kamu varlıklarının yağmalanmasında ve emeğin sömürülmesinde hiçbir sınır tanımayacağını çeşitli vesilelerle sürekli olarak gösterdi. Despotik rejimini pekiştirmek adına anayasa değişikliğini gündemde tuttu, muhalefeti bölme taktiklerini sürdürdü, yargı-kolluk sopalarını hiç rafa kaldırmadı.

Suriye’de kendisinin de destek verdiği cihatçı darbeyi bile içerde emeğin haklarının eritilmesi ve “asgari ücret-azami sömürü” koşullarının yaratılması için kullandı. Bu doğrultuda, iktidarın emeğe saldırısı toplumsal tepkilerle karşılanmaya adaydır. Tepkiler şu anda da belirtileri görüldüğü gibi kitlesel boyutlara da ulaşabilir. Ancak kendiliğinden, siyasi örgütlenmeye dayanmayan, hedefleri belirsiz bir kitle hareketi, karşımızdaki devasa sorunların aşılmasına, tarihsel sermaye saldırısının püskürtülmesine yeterli olmayacaktır. THTM hem toplumsal tepkilere omuz verecek, hem de söz konusu devinimin örgütlü bir halk hareketine dönüşmesi için emek koyacaktır.

Bölge ve dünya açısından bakılırsa, belki tek iyimser beklenti Ukrayna savaşının nihayet sona erebileceğine dair dinamiklerin oluşabileceğidir. Buna karşılık Ortadoğu’da İsrail saldırganlığı ve yayılmacılığının durmayacağı, oportünist Arap rejimlerinin ve Suriye’deki cihatçı yönetimin buna göz yumacağı, böyle bir ortamda İran’a karşı yeni kışkırtmaların uç verebileceği gibi olasılıklar ne yazık ki olumlu beklentilere yer bırakmamaktadır. 

Böyle bir ortamda Türkiye’deki Cumhuriyetçi ve sosyalist güçlerin öncelikli meselesi AKP Türkiye’sinin maceracı ve yayılmacı anlayışlardan uzak durmasını sağlamak olacaktır. Bunun ön koşulu ise, Türkiye’de hem siyaset alanının hem de emekçi kitlelerin milliyetçi/yeni-Osmanlıcı hezeyanlardan uzak durmasını ve iktidarın bu teşebbüslerinde yalnız bırakılmasını sağlamak olacaktır. 

Türkiye’de Kürt meselesinin uluslararası boyutlar kazanan yeni dinamiklerin gölgesinde kalmadan Türkiye içinde çözüme kavuşturulması esas olmalıdır. Keza bu meselenin AKP’nin yeni rejim inşasına malzeme yapılmasının, muhalefetin AKP’nin ihtiyaçları doğrultusunda parçalanmak istenmesinin karşısında kararlılıkla durulmalıdır. Kürt siyasi hareketinin geçmiş deneyimlerini dikkate almadan yeniden AKP’nin kuyruğuna takılmasının, Türkiye’de yeniden toplumsal mücadelenin önüne bir engel olarak konulmasına izin verilmemelidir.

Trump’ın başkanlık seçimini kazanması, Avrupa’da bir dizi örneğini gördüğümüz faşist siyasetçiler trenine yeni bir vagon eklemekten kuşkusuz daha önemli bir gelişmedir. Sermayenin bu fütursuz ve kontrolsüz elemanının, yanındaki faşist/Siyonist kadrolarla neler yapabileceği henüz büyük bir belirsizlik taşımaktadır. Ancak daha az belirsiz olan konu, ABD’de “liberal-demokrasi” aldatmacasının son perdesinin oynanacağı yeni bir döneme girilmekte olduğudur.

THTM açısından bakılırsa, azgınlaşan emperyalist saldırganlığa karşı kendi gücünün üzerinde bir toplumsal ve siyasal tepki vermeyi başardığını saptamak durumundayız. “NATO’ya ve Emperyalist Savaşlara Karşı” gerçekleştirdiği Kartal-İncirlik Yürüyüşü, bu çerçevede Siyonizmin Filistin soykırımı ve Lübnan’a/Hizbullah’a dönük katliamları karşısında aldığı kararlı tutum, seçkin aydınlarımızdan toplanan “Türkiye NATO’dan çıkmalıdır” metnine konulan imzaların TBMM Başkanlığına iletilmesi gibi örnek mücadele biçimleri yaşama geçirilmiştir.

Keza THTM diğer bir öncelikli mücadele başlığı olan Aydınlanma alanında bir Aydınlanma Seferberliği başlatarak, bu bağlamda Aydınlanma Seminerleri düzenleyerek ve eğitimdeki gericileşmeye karşı imza kampanyası dahil çeşitli etkinlikler yürüterek gündeme etken müdahalelerde bulunma yönünde ilerlemiştir. THTM’nin emeğin haklarını savunmak ve emek mücadelesinin yükselmesine katkıda bulunmak üzere aldığı pozisyonlar, yayınladığı bildiriler, eylemlere aktif katılımlar da kuruluş amaçları doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.

2024 yılının en önemli dersi, “Batı demokrasilerinin” ikiyüzlülüğünün herkes tarafından görünür olabilecek biçimde açığa çıkması olmuştur. Ukrayna savaşı zaten NATO’nun bir savunma değil saldırganlık örgütü olduğunu ortaya çıkarmıştı. NATO bu rolünü Filistin-Lübnan-Suriye sahalarında da açıkça oynamaktan çekinmedi. Ama daha önemlisi, Batı’nın tüm demokrasi tellalları, sosyal-demokratlardan, liberallere ve neo-faşist hareketlere kadar tümünün ikiyüzlülüğü Filistin soykırımını açıkça desteklemeleriyle ortaya çıkmıştır. Maskeler düşmüş, Mr. Hyde’ların çirkin yüzü görünmüştür.

2025 yılı sermayenin/iktidarın emekçi kesimler üzerindeki sınıfsal baskılarının daha da pekişeceği bir yıl olacaktır. Bölgedeki emperyalist/Siyonist tahriklerin de artarak sürmesi, yayılmacı anlayışlara sahip AKP türü iktidar partilerinin “selden kütük kapma” heveslerine kapılmaları ve sonuçta bölgede çok daha harlanmış ateş çemberlerinin oluşması olasılıkları ne yazık ki gündemdedir.

THTM ise 12 Ocak 2025 tarihinde toplanacak 4.Genel Kurulundan başlamak üzere siyasi/toplumsal mücadelesini büyüyen bir kitle desteğiyle sürdürme kararlılığında olacaktır. THTM’nin yerel meclislerini ve yerel temsilciliklerini çoğaltarak, onların hem Yürütme Kurulumuzun genel ülke sorunlarına ilişkin mücadelesine daha aktif katılmasını hem de yerel sorunlara ilişkin yerel mücadeleleri örgütleme kapasitelerinin geliştirilmesini hedefleyecektir.

THTM, bağımsızlıkçı, aydınlanmacı ve emek öncelikli politikalarını ve mücadele eksenini 2025 yılında daha kitlesel ve daha kararlı bir biçimde sürdürmek üzere yoluna devam edecektir.

THTM’nin bu mücadelesini 2025’te daha etkin kılmak, daha fazla Cumhuriyetçiyi mücadeleye katmak üzere tüm temsilcilerimizin ve halkımızın yeni yılını kutluyoruz.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Yürütme Kurulu