Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi

NATO’ya Karşı Yürüyüş – 2.Hafta

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM), 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünün dokuzuncu günündeki durağı Konya oldu.

THTM’nin Konya programı Gedavet Parkı’nda NATO karşıtı serginin açılması ile başladı. Sergi yoğun ilgiyle karşılandı.
Ardından THTM temsilcileri Konya’da kendilerini karşılayan yurtseverlerle birlikte saat 18.30’da Gedavet Parkı önünden Zafer Meydanı’na yürüyüşe geçti.

Yurtseverler “Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil NATO ülkemizden defol”, “Boyun eğme, memlekete sahip çık” sloganlarıyla Konya sokaklarını inletti.

‘Neden bağımsızlığımızı teslim edelim?’

Zafer Meydanı’na gelindiğinde; Konyalı yurtseverler adına söz alan Damla Çarmızol, NATO’ya karşı yürüyüşün tarihsel öneminden bahsetti.

NATO’nun işlediği suçlara değinen Çarmızol “NATO gittiği her yere savaş götürmüş, binlerce insanın ölmesine sebep olmuştur. Neden halkımızın ölmesine göz yumalım? NATO ülkeleri bölmüş, haritaları değiştirmiştir. Biz neden başka ülkelerin ya da kendi ülkemizin sınırlarını NATO’ya teslim edelim? NATO nükleer tehdit demektir. Menzili 25 km olan NATO’nun nükleer füzelerinin ülkemize karşı tehdit olduğu açıktır. Amaç başka ülkeleri savaşlardan caydırmak değil, Türkiye’ye göz dağıdır. Neden bu göz dağına boyun eğelim? Neden bağımsızlığımızı başka bir güce teslim edelim?” dedi.

‘NATO patronların cebi dolsun diye var’

Sözlerine NATO ile sermaye bağını vurgulayarak devam eden Çarmızol “NATO tüm bu suçları, patronların cebi dolsun diye işliyor. Koçlar, Sabancılar kazansın, silah şirketlerinin cebi dolsun diye bunca vahşet. Buradan emekçilerimize fayda yok. İşçilerimiz, emekçilerimiz yoksulluktan kırılırken, neden bir avuç zenginin çıkarı için savaşlarda ölelim? Tüm bunları reddediyoruz! Ülkemiz NATO’dan çıkıncaya kadar, NATO ülkemizden çıkıncaya kadar, ülkemizde hiçbir yabancı asker kalmayıncaya kadar, emekçilerin patronsuz ve NATO’suz Bağımsız Cumhuriyeti’ni kuruncaya kadar mücadelemiz sürecek” diyerek sözlerini sonlandırdı.

‘İsrail’in çimentosunu eksik etmeyen işbirlikçilerine karşı yürüyoruz’

Damla Çarmızol’dan sonra THTM adına söz alan Burçak Özoğlu, NATO’ya karşı yürüyüşün güncelliğinden bahsetti ve bağımsızlık mücadelesinin önemini vurguladı.

Özoğlu “Emperyalist savaşa karşı yürüyoruz. Biz insanlık suçu işlenen, Filistin halkının soykırımına yol açan İsrail saldırganlığına karşı da yürüyoruz. İsrail saldırganlığına timsah gözyaşları döken ama öte yandan onunla işbirliği yapan, İsrail’in enerjisini, çimentosunu, demirini ona gönderen, eksiksiz bırakmayan işbirlikçilerine karşı da yürüyoruz” dedi.

‘Yarın savaşa sokulmayacağımızın garantisi var mı?’

AKP’li CUmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “NATO müttefikimizdir” sözlerine değinen Burçak Özoğlu şunları söyledi:

“Daha bugün Recep Tayyip Erdoğan demiş ki ‘ABD, NATO müttefikimizdir. O yüzden kendimizi güvende hissediyoruz’. Sizler kendinizi güvende hissediyor musunuz soruyorum? Üstümüzde bombalar gezerken, her yanımız savaş yangınındayken, daha iki gün önce yanıbaşımızdaki bir ülkede insanların ceplerinde cihaz patlatacak kadar kural tanımamış bir tehlike tepemizdeyken! Bu ülke ne zaman güvendeydi hatırlayalım. Bu ülke kurulurken güvendeydi. Kendi halkının emperyalizme karşı verdiği savaşta güvendeydi. Bu Cumhuriyet’i kuranlar, NATO’nun güvencesiyle mi kurdular? Yoksa kendi halkının güvencesiyle mi kurdular? Bir hatırlayalım. Bizim güvencemiz ancak bağımsızlığımızı ilan ettiğimizde olur. Ancak kendi kararımızı verdiğimizde olur.”

Özoğlu THTM ile birlikte mücadele çağrısıyla sözlerini sonlandırdı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM)’nin, 15 Eylül’de İstanbul Kartal’dan başlayan ve 28 Eylül’de Adana İncirlik’teki NATO Üssü’nde sona erecek yürüyüşünün onuncu gününde Konya Ereğli ve Niğde Ulukışla’dan geçen yürüyüşçüleri yurtseverler ilgiyle karşıladı.
Dün Konya’da gerçekleştirilen yürüyüş ardından bugün Konya’dan Mersin yönüne hareket eden temsilcilerin iki durağı vardı. Saat 12.00’de Konya Ereğli’de Yunus Emre Parkı’na ulaşan temsilciler parkta bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya katılan Ereğlili yurttaşlar “Katil NATO Filistin’den defol” sesini güçlendirdi.

‘NATO silahlarının üzerinde yaşıyoruz’

Yunus Emre Parkı’nda yapılan basın açıklamasında söz alan THTM Yürütme Kurulu üyesi Burçak Özoğlu, Türkiye topraklarında NATO’nun varlığına vurgu yaparak şunları söyledi: “NATO, üyesi olan ülkeleri korumak bahanesiyle kurulmuş bir bağımlılaştırma örgütüdür. Bir silahlı örgüttür. Türkiye halkı bunu çok iyi biliyor. NATO’nun doğrudan ABD güdümünde bir örgüt olduğunu, yayılmacı hevesini çok iyi biliyoruz. NATO’ya neden karşıyız zaten belli ama neden şimdi yürüyoruz? Bugün NATO’ya karşı olmanın somut gerekçeleri var. NATO üsleri haritası ülkemizin nasıl bir silahlı bomba olduğunu gösteriyor. Bunlar bize açıklananlar, bildiklerimiz. Bütün ülkemizi sardılar. Bugün başka ülkelere bulaşanlar yarın bize de bulaşabilir durumdalar. ABD silahlarının üzerinde oturuyoruz. Altımıza gömüyorlar silahlarını. İşte bu yüzden yürüyoruz.”

Basın açıklamasının ardından Ereğlili yurttaşlar Yunus Emre Parkı’nda temsilcilerle sohbet ederek yürüyüşle ve NATO’ya karşı kampanyayla ilgili sorular sordular. Birlikte Ereğli’de NATO karşıtı mücadeleyi büyütmenin yollarını konuştular.

‘THTM dertleşme değil mücadele yeri’

Konya Ereğli’den sonra temsilcilerin ikinci durağı Niğde Ulukışla oldu. Ulukışla Semt Evi’ne bir yürüyüş ile gelen temsilcilere yol boyunca Niğdeliler de katıldı. Semt Evi’nde bekleyenler de “Boyun eğme memlekete sahip çık” sloganlarıyla temsilcileri karşıladı.

Ulukışla Semt Evi önünde bir konuşma yapan THTM Ankara temsilcilerinden İlter Aslaner sözlerine temsilcileri karşılayan Ulukışlalılara teşekkür ederek başladı. 

Konuşmasında THTM’nin yola çıkış amacını hatırlatan Aslaner, şu ifadeleri kullandı: “THTM kurulurken şunu söyledi: ‘TBMM halkı temsil etmekten uzak, sermaye sınıfının çıkarlarını koruyan bir Meclis. Bu sebeple halk kendi meclisini kurmalıdır.’ THTM böyle yola çıktı. Ve şunun sözünü verdik, bu Meclis dertleştiğimiz değil mücadele ettiğimiz bir yer olacak. Bunun için yola çıktık. Emekçilerin bir araya gelmekten, biz NATO’ya karşı mücadele ediyoruz demekten başka yolu yok. Bu ülkedeki yoksulluğun, karanlığın, zulmün sebebi sermayenin ve NATO’nun çıkarlarıdır. Biz buna karşı mücadele etmek zorundayız. Biliyoruz ki Ulukışla’nın yurtseverleri de bizimle aynı şeyi düşünüyor. Bağımsızlık için mücadele ediyor. Bu ülkeden NATO’yu, Amerikan askerlerini kovacağız. Ülkenin bağımsızlığı bizim ellerimizde kurulacak.”

Aslaner konuşmasını 28 Eylül’de İncirlik’e ulaşacak yürüyüşe Ulukışlalıları davet ederek sonlandırdı.

Konuşmanın ardından Ulukışla Semt Evi’nde kendilerine hazırlanan yemekleri yiyen temsilciler Ulukışlalılarla yürüyüşe dair sohbet etti. Ulukışlalıların sıcak ev sahipliğiyle dinlenme imkanı bulan temsilciler yürüyüşün yeni durağı olan Mersin’e doğru yola çıktı.

24 Eylül Salı günü, Konya Ereğli ve Niğde Ulukışla’daki buluşmalarda coşkuyla karşılanan temsilciler aynı gün akşam saatlerinde Mersin’e ulaştı. THTM yürüyüş kolu, 25 Eylül Çarşamba gün boyu Mersin’de kurum ziyaretleri gerçekleştirip ayrıca Mersinli yurttaşlarla da sohbet ederek NATO karşıtı kampanyayı anlattı ve yürüyüşe katılmaya davet etti.
THTM temsilcileri ve Mersinli yurtseverler saat 18.30’da Atatürk Evi Önü’nde buluşarak Mersin Limanı’na doğru yürüyüşe başladı. Yürüyüşte “Katil NATO ülkemizden defol”, “Katil İsrail, işbirlikçi AKP” ve “Filistin halkı yalnız değildir” sloganları atıldı.

Yürüyüş güzergahında THTM Mersin temsilcileri “NATO Filistin’den elini çek. NATO’dan kurtulmak için göreve” yazan büyük bir pankartla hem şehir dışından gelen yürüyüşçüleri selamladı hem de Mersinli yurtseverlere mücadele çağrısında bulundu.

‘Mersin Limanı yabancı sermayede ve İsrail’le ticaret yapılıyor’

Mersin Limanı önünde basın açıklaması gerçekleştiren THTM adına ilk sözü Mersin temsilcisi Zuhal Kurt aldı.

Mersin Limanı’nın özelleştirilmesine de değinen Kurt şunları söyledi:

“Bu halkın parasıyla kurulan Mersin Limanı şimdi yabancı sermayede ve oradan İsrail’le ticaret yapılıyor. Bu çok önemli. O sebeple buraya yürüdük. Emperyalistlere şunu soruyoruz: Siz kim oluyorsunuz da bizim toprağımızda her şeyi özelleştiriyorsunuz, bir üs kurup İsrail’le ticaret yaparak Filistin’de insanları öldürüyorsunuz! Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Biz bunun hesabını soracağız. Özelleştirilen yerleri de alacağız, memleketten NATO’yu da kovacağız. Bu memleket bizim. Biz haklıyız ve mutlaka kazanacağız.”

‘NATO üyesi olmak işbirlikçi olmaktır’

Zuhal Kurt’un ardından söz alan THTM Yürütme Kurulu üyesi Erhan Nalçacı, “İsrail katliamı ABD’den ve NATO’dan bağımsız değildir. Bir bütündür. İsrail NATO’dur. NATO olmadan ABD olmadan İsrail bu katliamı yapamazdı. Bu gücü İsrail NATO’dan alıyor. O zaman Türkiye de dahil olmak üzere bütün NATO üyeleri bu katliamın parçası değil mi? Sadece İsrail uçaklarına Konya Ovası’nda talim yapma izni vermiyorsunuz. İsrail’in korunmasına izin veriyorsunuz. Bugün Lübnan’a, Suriye’ye sıçramış bu katliamın başlıca sorumlusu İsrail’in arkasındaki ABD’dir ve onun bütün işbirlikçileridir. NATO üyesi olmak işbirlikçi olmaktır” dedi.

‘Uyuşturucu ticaretini bu ülkeye NATO getirdi’

NATO’nun Türkiye’deki varlığına ve faaliyetlerine değinen Nalçacı şöyle devam etti:

“NATO Türkiye’nin bağımlılık ilişkisidir. 1949’daki Marshall Yardımı 1952’deki NATO üyeliği Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini ortadan kaldırdı. 12 Eylül darbesi bir NATO darbesiydi, 12 Mart darbesi bir NATO darbesiydi. O gizli örgüt yüzlerce aydını, binlerce insanı öldürdü bu ülkede ve bu ülkeyi çürüttü. Uyuşturucu ticaretini bu ülkeye NATO getirdi.”

‘Bu bir protesto değil, bu bir ayağa kalkış’

Sözlerine yapılan NATO karşıtı kampanyaya değinerek devam eden Nalçacı, NATO eyleminin anlamını anlattı:

“Yeni bir ülke, bağımsız bir ülke kuracaksanız NATO ile hesaplaşmalısınız. Dolayısıyla bu yaptığımız sadece bir NATO protestosu değildir. Bu bir ülkenin ayağa kalkışıdır. NATO son derece güncel bir meseledir. NATO’nun kışkırttığı bir savaş var, Ukrayna Rusya savaşı. Patronlar kendi aralarında Ukrayna’yı uzun menzilli füzelerle donatmayı konuşuyorlar. Bu NATO ile Rusya’nın savaşması anlamına gelir. Bırakın halkı, böyle bir durumda Türkiye’deki siyasilerin bile söz hakkı olmayacaktır.

Bu ülke bunun ne anlama geldiğini, savaşın ne anlama geldiğini unuttu. Evleriniz yıkıldığı zaman bunu anlarsınız. Çocuklarınız askere alınıp götürüldüğü zaman anlarsınız. İradesi alınmış bir halk, bağımsızlığı elinden alınmış bir halk gerçekten korkunç bir şey. İstediği gibi NATO’nun peşinden sürüklenir. Biz buna layık mıyız? Çocuklarınızı bize ait olmayan bir savaşa gönderecek misiniz? İşte bu yürüyüş bu yüzden bir halk iradesini örgütlemeye dönüktür. Bu ülke bizim ve biz bu ülkeye sahip çıkacağız. NATO eyleminin tek anlamı budur.”

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (THTM)’nin yürüyüşü on ikinci gününde Mersin Tarsus’taydı. ,

25 Eylül Çarşamba günü Mersin’de Mersin Limanı’na yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştiren yurtseverler bugün Tarsus’a ulaştı. Temsilciler, Tarsus’ta kurum ziyaretlerinde ve Yarenlik Meydanı’ndaki çalışmalarında yurttaşlarla sohbet ederek NATO karşıtı kampanyayı anlattı, yürüyüşe katılmaya davet etti. Saat 12.00’de Yarenlik Meydanı’nda açılan NATO karşıtı sergi ilgiyle karşılandı.

THTM temsilcileri ve Tarsuslu yurtseverler saat 17.00’de PTT önünde buluşarak Yarenlik Meydanı’na doğru yürüyüşe başladı. Yürüyüşte “Yurtseverler NATO’ya boyun eğmiyor”, “Katil İsrail, İşbirlikçi AKP” ve “Katil NATO ülkemizden defol” sloganları atıldı.

‘Herkesle aynı dili konuştuğumuzu fark ettik’

Yarenlik Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştiren THTM adına Yürütme Kurulu üyesi Erhan Nalçacı söz aldı.

Nalçacı “Ülkede bunca sorun varken gündem NATO’mu” diyenlere, yürüyüşten gözlemleri ile yanıt verdi:

“NATO genelde halkımızın gündeminde olan bir konu değil. Herkesin gündeminde geçim sıkıntısı, enflasyon, yoksulluk var. NATO meselesi bunlardan sonra gelir. Ama bu uzun yürüyüşte başka bir şey olduğunu fark ettik. Yürüyüş geçtiği her yerde coşkuyla karşılandı. Serginin açıklanmasıyla onlarca karikatürist eserleriyle başvurdu. Az önce dinlediğiniz şarkıyı konservatuar öğrencileri yazıp bestelemiş, kendiliğinden oldu bu. Örneğin Mamak’tan geçerken Natoyolu’nun ismini değiştirmek için yürüdüğümüzde olağanüstü bir coşkuyla karşılandık. Bugün burada arkadaşlarımızın çantaları yırtılmış, diktirmek için bir ayakkabıcıya girmişler ve ayakkabıcı yürüyüşün amacını öğrenince çantayı ücret almadan tamir etmiş. Bunlar çok önemli şeyler. Demek ki insanlar şimdiye kadar bu ülkede verilen anti-emperyalist mücadeleyi unutmamışlar. Çok sayıda kurumu ziyaret ettik bu yürüyüş boyunca. Eskiden kurumlar dernekler NATO meselesine mesafelenirdi. Şimdi herkesle aynı dili konuştuğumuzu fark ettik.”

Nalçacı konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz üç tez ileri sürdük. Üç tezi de hemen anlatabildik. Birincisi NATO ile hesaplaşmadan bu ülke temize çıkamaz, yeni bir ülke kurulamaz. Çünkü NATO Türkiye’yi kirletmiştir, çürütmüştür. Bugün kimse göğsünü kabartarak ben NATO’yu savunuyorum diyemez. NATO’yu savunuyorsanız katilsiniz demektir. Türkiye’deki onlarca aydını NATO katletmiştir. Eğer NATO iyi bir şeydir diyorsanız 1977’de 1 Mayıs’ta işçilerin üzerine ateş açtınız demektir. NATO bizim prestijimizi artırıyor fena bir şey değil diyorsanız Uğur Mumcu’nun katilisiniz demektir. Ülkenin bağımsızlığını ortadan kaldıran NATO’ya iyidir diyorsanız siz vatan hainisiniz demektir.”

‘İsrail katliamının arkasında NATO var’

NATO’nun güncel bir mesele olduğunu vurgulayan Erhan Nalçacı:

“İkinci tezimiz şuydu bugün İsrail’le Türkiye’nin arasındaki ilişkiyi NATO kurmuştur. NATO en başından İsrail’in savunucusudur. NATO demek ABD emperyalizmi demektir. İsrail’in bugün uyguladığı katliamın arkasında NATO vardır.

Üçüncü tezimiz şuydu NATO’yla hesaplaşmak sadece Türkiye’nin geçmişini temizlemekle ilişkili değildir. Aynı zamanda Türkiye’yi güncel bir savaştan, güncel bir yıkımdan korumakla ilişkilidir. NATO sadece tarihte kalmış bir mesele değildir, güncel bir meseledir. Eğer bir mücadele haklıysa o kazanır, tarihsel olarak kazanır. Türkiye’nin bugün sorunu NATO’dur. Onu Türkiye’ye davet eden sermaye sınıfıdır. Biz bunların hepsini yeneceğiz.”

Nalçacı, tüm yurtseverleri 28 Eylül Cumartesi günü İncirlik Üssü’ndeki yürüyüşe davet ederek konulmasını sonlandırdı.

Bölgesel savaş adım adım yükselirken, Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi savaşın esas sorumlusu ABD ve NATO’nun ülkemizdeki hançeri İncirlik Üssü’ne yürüyor.
İsrail saldırganlığı ABD’nin desteği ve NATO’nun hamiliğiyle bölgeye yayılıyor. Filistin’de direniş devam ederken İsrail saldırıları Lübnan’a yoğunlaşıyor, Suriye’ye yöneliyor.
Daha yaygın bir savaşa evrilme potansiyelini barındıran bu saldırganlık karşısındaysa yurtseverler var. 

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin 13 gün önce İstanbul Kartal’dan başlattığı NATO’ya ve emperyalist savaşa karşı yürüyüş, bugün İncirlik Üssü’nün bulunduğu Adana’ya ulaştı.

Saat 15.00’te Uğur Mumcu Meydanı’nda buluşan yüzlerce yurtsever, “Katil NATO ülkemizden defol!” sloganıyla yürüyüşe geçti.

‘Onlar kapatmazsa bu halkın demir yumruğu kapatır’

İncirlik’te yurtseverlere seslenen TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Adana’daki NATO Üssü sayesinde İsrail’e cephane taşındığını hatırlattı ve iktidara seslendi:  

“Buradan kalkan nakliye uçakları Kıbrıs’a uğrayıp İsrail’e cephane götürüyorlar. O İsrail Filistin halkını katletsin, şimdi Lübnan halkını katletsin diye. Boşuna bu üs kapanmalı demiyoruz. Bir bildiğimiz var. Bizim bildiğimizi Türkiye’nin ‘yerli ve mili’ hükümeti de biliyor. Bir taraftan ‘yerli ve milli’ diyorlar, öbür taraftan her türlü işbirliğine giriyorlar. O yüzden İncirlik ve Türkiye’deki diğer 15 Amerikan, NATO üssü ve bir o kadar da radar derhal kapatılmalıdır. Onlar kapatmazsa bu halkın demir yumruğu kapatır.”

İsrail protesto edilirken NATO savunulamaz
Bölgeyi savaş sararken yurtseverler İncirlik’e yürüyor: Katil NATO’ya geçit yok!

Bölgesel savaş adım adım yükselirken, Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi savaşın esas sorumlusu ABD ve NATO’nun ülkemizdeki hançeri İncirlik Üssü’ne yürüyor.

İsrail saldırganlığı ABD’nin desteği ve NATO’nun hamiliğiyle bölgeye yayılıyor. Filistin’de direniş devam ederken İsrail saldırıları Lübnan’a yoğunlaşıyor, Suriye’ye yöneliyor.

Daha yaygın bir savaşa evrilme potansiyelini barındıran bu saldırganlık karşısındaysa yurtseverler var. 

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin 13 gün önce İstanbul Kartal’dan başlattığı NATO’ya ve emperyalist savaşa karşı yürüyüş, bugün İncirlik Üssü’nün bulunduğu Adana’ya ulaştı.

Saat 15.00’te Uğur Mumcu Meydanı’nda buluşan yüzlerce yurtsever, “Katil NATO ülkemizden defol!” sloganıyla yürüyüşe geçti.

‘Onlar kapatmazsa bu halkın demir yumruğu kapatır’

İncirlik’te yurtseverlere seslenen TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Adana’daki NATO Üssü sayesinde İsrail’e cephane taşındığını hatırlattı ve iktidara seslendi:  

“Buradan kalkan nakliye uçakları Kıbrıs’a uğrayıp İsrail’e cephane götürüyorlar. O İsrail Filistin halkını katletsin, şimdi Lübnan halkını katletsin diye. Boşuna bu üs kapanmalı demiyoruz. Bir bildiğimiz var. Bizim bildiğimizi Türkiye’nin ‘yerli ve mili’ hükümeti de biliyor. Bir taraftan ‘yerli ve milli’ diyorlar, öbür taraftan her türlü işbirliğine giriyorlar. O yüzden İncirlik ve Türkiye’deki diğer 15 Amerikan, NATO üssü ve bir o kadar da radar derhal kapatılmalıdır. Onlar kapatmazsa bu halkın demir yumruğu kapatır.”

İsrail protesto edilirken NATO savunulamaz

İsrail doğrudan üye olmamakla beraber NATO’nun hep öncelikli ortağı oldu. Bunda Türkiye’nin payı da büyük.

NATO’nun Brüksel’deki merkezinde kalıcı ofis açmak ve “İleri İşbirliği” programına dâhil olmak isteyen İsrail’e son onayı 2016’da Türkiye verdi. İsrail halen sürecek şekilde NATO merkezinde kalıcı bir ofis elde etti. Böylece İsrail bazı NATO tatbikatlarına da katılabilen adı konmamış bir NATO üyesi haline geldi.

İsrail’e desteğin son örneği Akdeniz’de yaşandı. AKP kurmayları İsrail’e desteğe gelen ABD gemileriyle ortak tatbikatı “NATO üyesiyiz”, “uluslararası dengeler” diye savundu.

ABD, USS Wasp ve USS Oak Hillile adlı savaş gemilerini İran ya da Hizbullah’ın İsrail’e olası saldırılarına karşı Doğu Akdeniz’e gönderdi.

Gemilerden biri, Kıbrıs’ta bulunan Limasol Limanı’na demirlediğinde AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Başka devletlerin gönderdiği her savaş gemisi, her uçak gemisi şiddet sürsün, şiddet bölgeye daha çok yayılsın diyenlerin işine yarayacak bir vesile sunmuş olacak” dedi.

Ancak daha sonra Türkiye’nin amfibi savaş gemileri TCG Anadolu ve TCG Gökova’nın, 13-17 Ağustos arasında bu iki ABD gemisiyle Akdeniz’de ortak eğitim tatbikatı yaptığı ortaya çıktı.

Söz konusu tatbikat ABD Donanması’na bağlı sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlarla öğrenildi, Milli Savunma Bakanlığı ise sonrasında, İsrail’e desteğe gelen savaş gemileriyle ortak eğitim yapıldığını doğrulamak zorunda kaldı.

Tepkilere rağmen ABD’ye ait gemilerden USS Wasp’in 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde İzmir’i ziyaret edeceği duyuruldu. Gemi kentte protestolarla karşılandı.

TKP, gemi İzmir’i terk edene kadar Onur Nöbeti tuttu, geminin demirlediği alanın tam karşısına “Yankee Go Home” pankartı astı.